O da aklıma geldi de neyse![]()
ultrAslan UNI ! ultrAslan UNI ! ultrAslan UNI !
Bir forum aktifliğini kaybettiği zaman üyeler gider, adamlar kalır. | Pavel Nedved
Futbol bölümünde görevli olan bir yöneticinin yapması gereken şey tüm mesajları okumak,özellikle bu konuda ama neyse![]()
Adamlar uzun uzun konuşup tartışınca zevki heyecanı olmuyor.Nerde MeMo gelsin tüm paragraflara iki satır cevap yazsın gitsin olaylar çıksın![]()
Savunma yaptığın zaman örnekleme anlamında karşılaştırma yoluna gidebilirsin. Karşılaştırma yapacağın şeyi öyle şekilde seçmelisin ki ya senin durumunla eş değer olmalıdır ya da senin bulunduğun durumdan daha olumsuz bir tablo çizmelidir.
Aziz Yıldırım burada bilinçli olarak Galatasaray'ın maçını seçti. Eğer amacı bizim maçlarımızda sıradan maçlardı demekse Bayern - Dortmund, Arsenal - Sunderland, Antalyaspor - Gaziantepspor maçlarını seçebilirdi. Bu maçları kullanarak bizim maçlarla bu oynana maçlar arasında ne fark var diyebilirdi.
Galatasaray'ın Strum Graz maçını seçerek eğer bizim maçımızda şike varsa bu maç şikenin kralı oluyor demeye getirdi. Yani ilk yazdığım kısımda yer aldığı gibi kendi durumlarından daha olumsuz bir tabloyu koymak istedi. Bunu da nedense Galatasaray'ı seçerek yaptı.
Evet ben de aynı şeyi söylüyorum , adam içeride , hayatı sönmek üzere , kalkıp ben giderken , bunları da yanımda götüreyim diye seçmedi herhalde , kendine eş rakibi bir tek Galatasaray var , başka birini de seçebilirdi ama savunma açısından en mantıklısı o maçı seçmek.
Şöyle bir şey de söyleyeyim , daha önce yazdım mı hatırlamıyorum , Aziz Yıldırım'ın nasıl bir insan olduğunu az çok biliyorum , televizyonlardan değil bizzat biliyorum , eğer şike veya herhangi bir olay varsa Aziz Yıldırım'dan habersiz olması imkansızın da ötesi birşey , Yıldırım'ın ortağı olduğu şirketlere bile , hiçbir banka , Aziz Yıldırım'ın haberi olmadan , kredi bile veremez , kendisi böyle bir adam ve ciddi şekilde hasta Fenerbahçeli , trilyonluk olaylar olsun , Fenerbahçe yenildiğinde odasına kimse girmeye cesaret edemez.
Haberi olmadan mümkün değil olması ancak televizyondan bildiğiniz kişinin zenginliği , sadece buz dağının görünen kısmı , gerçekten inanılmaz bir güçleri , zenginlikleri var ve bu kadar basit bir olaya tenezzül edebileceklerini düşünemiyorum , bahis vb. gibi , çok saçma geliyor gerçekten.
Hadi ettiler diyelim , bunu telefonda yapmazlar , çok eminim buna , o adamın , şike vb. gibi bir olaya kalkışıp da bunu telefondan halledip , dinlemeye takılacağına , bu dinlemelerden de adil bir yargılanmayla suçlu bulunabileceğine beni kimse inandıramaz.
Sen bu takımları suçlayıcı mantıkla yani bak bak onlarda yaptı mantığıyla belirtmedi diyorsun. Bende bilakis bunu yapmaya çalıştı diyorum.
Galatasaray'ı seçmesinde de sıkıntı görmüyorum. Özellikle Galatasaray'ın bu maçını seçmesinde sıkıntı var. Yani Galatasaray'da beterin beteri var beni mi yargılıyorsunuz diyor.
1921'de güçler birliği varken daha sonraki yıllarda yasama yürütme yargı ayrılığının nedenini biliyor musunuz? Montesquieu'den etkilenen bir Atatürk vardı. Güç bir yerde toplanırsa insanın belli bir süreden sonra bu gücün esiri olacağından bahsediliyor.
Aziz Yıldırım demokratik olmayan bir ortamda ciddi bir güç varlığı ile başkan seçiliyor. İlk başkan olduğu sürece baktığımızda benim puberte yıllarıma denk geliyor. Şimdi ise bana genç yetişkin diyorlar. Ciddi bir süre. Dediğine göre odasına girmeye korkan kişiler çevresinde yer alıyor. Zamanında söyleseydim kimse bana inanmazdı ama federasyon başkanının yanında bile istediğini söylemekten çekinmiyor, küfür edebiliyor.
Bu kadar yükselmek bu kadar güç bu kadar ben oldum demek her şeyin sahibi olduğunu hissettirir. Bu konuma gelen kişi de bana bir şey olmaz diyebilir. Düşmez kalkmaz bir Allah demişler.
Ben en çok -uzun uzun yazsa da- @Disco'yu okurken keyf alıyorum, bunda ciddiyim : ) Okurken gerçekten farklı alemlere gidebiliyorsunuzOlayları irdeler, örnek verir veya bir savı ortaya koyarken pek somuta kaçmasa da (özellikle genç kardeşlerimiz baya zorlanıyordur diye tahmin ediyorum) farklı farklı örnekleri, ta bilmem nerelerden getirip sunduğu karşılaştırmalarıyla muazzam bir döngü oluşturuyor. Açık söylemek gerekirse aynı konuda tartışırken 3. mesajdan sonra yazdıklarının hepsine cevap vermeye üşeniyorum, çünkü o kadar çok farklı noktalara değiniyor ki hepsine adım atsam destan yazarım yemin ederim
![]()
...
Hocam sen cidden çok karıştırıyorsun , yani bir oraya bir buraya , daha önce de söylemiştim demagojiyi çok iyi yapıyorsun , ben ne diyorum sen ne diyorsun Allah aşkına =)
ayrıca siyaset okuduğum için bahsettiğiniz konuları çok iyi biliyorum , Atatürk'ün döneminde yasama yürütme yargı ayrılığından bahsedilebilir mi ? daha sonraki yıllar ne kadar daha sonra ?
Son zamanlarda uyku problemim var. Aşırı şekilde uykum olmasına rağmen uyuyamıyorum. Bu nedenden dolayı olayları yanlış algılıyor olabilirim.
Sen Aziz Yıldırım'ın Galatasaray örneğini "Galatasaray'da şike yapıyor" mantığıyla kullanmadığından bahsediyorsun. Aşağıdaki senin cümlendir.
Bende bunun tam tersini düşündüğüm için fikrimi belirtmek istedim. Benim fikrimi belirttiğim mesajı alıntılayarak bende böyle düşünüyorum demişsin. Aşağıdaki de senin cümlendir.bak bak onlar da yaptı diye göstermedi
O yüzden sen benimle aynı şeyi söylemiyorsun. Bu noktada senin söylediklerinden çok alakasız konuştuğumu zannetmiyorum. İkimiz aynı konuda zıt düşünceleri paylaşıyoruz.Evet ben de aynı şeyi söylüyorum
Diğer yazdığın kısımda da bu kadar önemli bir adam neden bu kadar basit işlere girsin diyorsun. Bende güç sende oldu mu herşeye girersin diyorum. Bunuda tarihten bir durumla örnekledim. Daha sonrası dediğim kısım ise 3 yıl sonrası oluyor. 1924'te güçler birliğinde ayrılık adımları atılıyor. Meclis hükümeti, parlamenter sistem karışımı uygulanıyor. Yasama ve yürütme TBMM'de ama yasamayı kendisi yürütmeyi Bakanlar Kurulu ve Cumhurbaşkanı ile kullanıyor.
şu tbmm - kuvvetler ayrılığı konusuna girmek istemiyorum , çok uzayacak çünkü ve çok alakasız olduğunu düşünüyorum.Bilgi yanlışı yok söylediklerinde ancak yine de yanlış.
diğer konuda da biz sanırım birbirimizi anlayamıyoruz ben de aynı sorunlarla baş ediyorum , belki de ondan doğru ifade edemiyorum kendimi.
Anlattığım bazı konuları desteklerken farklı örnekler veriyorum. Tartıştığımız konuya bakan birisi şike davası neresi Atatürk neresi, yasama yürütme ne alaka Aziz Yıldırım ne alaka, 2012 - 1921 ne gibi bir bağlantı diyebilir. Burada sadece 1921'e, Atatürk'e, yasama - yürütme - yargı kardeşliğine odaklandığımızda bunlar tek tek bir alakayı barındırmıyor.
Söylediğim ile örneklediğim durumu parça parça görmek yerine bütün olarak gördüğümüzde bağlantılı şeyler olduğunu anında farkedebiliriz.
Fikir: Aziz Yıldırım önemli bir isim böyle bir şeye tenezzül etmez.
DisCo'nun fikri: Çok güç sahibi olmak bazen insanı olmadık işlere tenezzül ettirebilir.
Ben kahin olduğum için bu yargıyı ortaya atmıyorum. Geçmişte Montesquieu gibi bir düşünür bu durumdan bahsediyor ve Atatürk bundan etkilenerek bazı adımlar atıyor diyerek bu yargının önemli insanlar tarafından benimsendiğini kaynak gösteriyorum. Çok ağır demagoji ile suçlandım.![]()
Fenerbahçe‘nin Avrupa Şampiyonlar Ligi’nden ihraç edilmesine yol açan UEFA Disiplin Müfettişi Pierre Cornu, Avrupa Şampiyonası Finalleri sonrası geçerli olmak üzere sürpriz bir şekilde istifa etti.
@walter sakana
Siyasi olma nedenini sormuşsun?
Açıklayalım...
AKP iktidara gelmeden önce bu ligde 7 bölgesinden de takım mücadele ediyordu. İlk kez ege temsilcisiz kalacaktı ki Akhisar geldi, Aksihar Belediyeside ne süprizdir ki bu gün AKP yönetiyor.
Galatasaray başkanı Polat yuhalandı, yerine Belçika'da bir iş adamı olan ve iktidara yakın duruşu ile gelen Ünal Aysal başkan oldu.
TFF AKP...
Trabzon, belediyesi AKP...
Gençlerbirliği belediyesi AKP...
Kasımpaşa (dedem eski başkanı olmasına rağmen yazıyorum, buram buram AKP)
Kayseri belediyesi AKP...
Elazığ belediyesi AKP...
Bursa belediyesi AKP...
Gaziantep belediyesi AKP...
Büyükşehir belediyesi AKP...
Sivas belediyesi AKP'nin kardeş partisi...
Ordu belediyesi AKP...
Bu ülkede CHP'nin ve AKPye karşı muhaliflerin en güçlü olduğu, buram buram tittrettiği ve kesinlikle var olamayacağı iki bölge Beşiktaş ve Kadıköy, kulüpleri Beşiktaş ve Fenerbahçe, biri maddi olarak bitiyor, diğeri bitirilmeye çalışıyor.
Bu ülkede Asker muhalifdi yok ettiler, polis gücü ellerine geçti, hükümetin bütün dairelerinde buram buram AKP, eskiden mercedes bmw marka araçlar kesinlikle bu grupdan insanlara satılmazken bu gün tek onlar alabiliyor. 2000 yılında asgari ücret ile çalışanlar şuan 100milyon dolarlık bühtçelerle iş yapıyorlar. İnşaat sektörü AKP'de, İzmir bu gün Türkiye'mizin en güzel bölgesi yardım gitmiyor... neden CHP var...
Bunlar gerçekler beğenirsiniz beğenmezseniz ama durum böyle... Türkiye'nin her toprağında AKP var beğenin; ama beğenmeyin muhalefetseniz ölürsünüz; yaşamaya hakkınız yoktur...
Bu ülkenin ne limanı ne bankası kaldı, İş Bankası CHP'nin ve kendi fonunun olmasa onuda satacaklar...
Fenerbahçe'yi mi ele geçirmeyecekler? Neden istemesinler? Bal gibide isterler, Fenerium, Taraftar Kart, Kombineler, Her spor dalında gelen kupalar, Avrupa'da zafere uçan amatör şubeler, AKP için en büyük fırsat...
Bu gün AKPnin desteklediği bir şirkete karşı bir ihale girin, istediğiniz kadar güçlü olun, sonuç sizi dümdüz ederler. Aydın Doğan'ı nasıl yok ettiler, Uğur Dündar nasıl gönderildi en güzel örneği...
Ben tamamen siyasi olarak düşündüğüm bir olaydır bu. İsterse bize şikeci damgasını vursunlar, umrumda bile değil, ben tertemiz bir armamız olduğunu biliyorum.
En ufak örnek bu kulüp üç defa son hafta şampiyonluk kaçırdı hepside beraberlik ile, istese bunlardan birisini mi satın alamazdı? Şike yapmak istese bu kulüp 30 yıl Türkiye Kupası alamadı yapamaz mıydı şike bal gibide yapardı...
Son olarak CEV için Ali Koç çok güzel bir söz söyledi, birisi size milli piyango biletinin çıkacağını söylese alır mısnız almaz mısnız? İşte Galatasaray'da bunu yapmıştır dedi...
Geçen sezon Fenerbahçe bayan Voleybol takımını durdurmak için her türlü pisliği yapan, özellikle yabancı sayısını düşüren Voleybol Federasyonundan beklenmedik (!) karar. Bundan önceki kararı da sezon öncesi değiştirdiği lig statüsünü tekrar düzeltmek olmuştu.Son olarak CEV için Ali Koç çok güzel bir söz söyledi, birisi size milli piyango biletinin çıkacağını söylese alır mısnız almaz mısnız? İşte Galatasaray'da bunu yapmıştır dedi...
http://www.hurriyet.com.tr/spor/dige...medium=twitter
Sonra efendim siz hayal dünyasında yaşıyorsunuz milletin işi gücü yok sizle uğraşsın, he canım.
...
Şaşırıyor muyuz voleybol federasyonun bu kararına, asla ve asla. Çıkıp benim şampiyon olmuş takımımı almıyorsan ben de kimseyi göndermiyorum resti çekmiyor, aksine keyiflenip mutlu oluyor.
Yabancı sayısının artması da, artık sorun değil, Fenerbahçe kaliteli yabancı alamaz diye düşünüyorlar sanırım.
"YÜCE ATATÜRK"
@Universal
Siyasi olma nedenini sormadım, anlattıkların gene neden siyasi olduğuna inandığınızı açıklayan şeyler. Ama bu kadar kişiden sadece balde_mir_07 anlamışsa sormak istediğimi ben kendimde arıyorum sorunu ve kendimi iyi ifade edemediğim sonucuna varıyorum.
Tekrar edeyim; ben siyasi olduğuna inanmanızı yadırgamıyorum ve normal görüyorum. balde_mir arkadaşıma yazdıklarımı okudun mu bilemiyorum orada izah etmeye çalıştım bunları. DisCo da siyasetin zaten her zaman sporun içinde olduğunu anlatmaya çalıştı. Yani yazdıkların bilinmeyen şeyler değil ki. İki şey var sadece;
Birincisi TFF AKP demişsin ona katılmıyorum. Hem AKP'nin Fenerbahçe veya Aziz Yıldırım'a karşı düzenlediği bir operasyondan bahsediyorsunuz hem de AKP'yle zıt hareket eden bir federasyondan. Şampiyonluk maçında kupayı sahada vermemek için direten Demirören'i unuttunuz galiba? Ya da TFF'ye bağlı Tahkim Kurulu kararlarını?
İkincisi Ünal Aysal'ın iktidara yakın duruşu derken kastettiğin nedir? Başbakanın yuhalanmasından sonra Galatasaraya karşı aldığı tavrı düzeltmek istemesi mi? Başbakanın Galatasaraya tavır alması birçok yerde kulübün önünü tıkayan bir etkendi. Örnek olarak "20 milyon GS'li AKP'ye oy verdi" açıklamasını göstereceksin belki. Dediğim gibi Başbakanın tavrından dolayı Galatasaray'ın birçok işi yürümüyordu, bazı işgüzarlar (gerçi belki o yönde talimat almışlardır) Galatasaray'ın işlerini onaylamıyor veya yavaşlatıyordu. Ünal Aysal iktidara yakın olsa bunlar olur muydu?
AKP'nin 2011 seçimlerinde 21 milyon 466 bin 446 oy aldığı düşünüldüğünde Ünal Aysal'ın bunu politik bir cevap olarak verdiği apaçık ortadadır. Özellikle resmi kurumların Galatasaray'ın işlerini bekletmesi veya yavaşlatmasından dolayı yapılmış stratejik bir hamledir.G. Saray Başkanı, maç bitiminde TT Arena'dan çıkışta sorunlar yaşandığını ve karayolları tarafından stada ulaşımın tam olarak bir türlü yapılamadığını belirttiği açıklamasında bulundu.
Mehmet Ali Birand, Aysal'ın açıklamalarının ardından "Başbakan istese bir emirle bu sorunu çözer ama, o da biraz kırgın galiba" dedi.
Birand, TT Arena'nın açılışında yaşanan protestonun ardından Başbakan Erdoğan stadı terk ettiğini hatırlattı.
Aysal ise Başbakan Erdoğan'ın kin tutan biri olmadığını ve bundan daha önemli işleri olduğunu söyledikten sonra "Galatasaray'ın 25 milyon taraftarının hemen hemen 20 milyonunun ona oy verdiğini tahmin ediyorum. O yüzden bu noktada Başbakan'ın bizimle bir sorununun olduğunu sanmam"
CHP ve AKP'ye muhalifler konusunda ben İzmir sanıyordum? Bak daha önce siyasetten hiç anlamadığımı ifade etmiştim, sade bir vatandaş olarak medyadan sağdan soldan duyduğum takip ettiğim kadarıyla söylüyorum (İzmir'e sonraki paragrafta değinmişsin gördüm). İstanbul'a ilkokul 3'ten beri gitmedim o yüzden dediklerini (Beşiktaş ve Kadıköy)bilmediğimden doğru kabul ediyorum.
Şu ana kadarki sorularımın en yakın cevabı olarak yazdıkların şunlar:
O zaman AKP'nin Fenerbahçe'yi ele geçirmek istemesinin nedeni: PARA diyorsun? Fırsat olarak başka bir şey aklıma gelmedi o yazdıklarından, farklı bir şeyse düzelt lütfen. Paraysa; iktidar için bu saydıklarından gelecek para ne kadar komik bir rakamdır düşünüyorumda... Pek mantıklı gelmiyor açıkçası. Bunu en iyi "ben siyasi bir güç olsam ve Fenerbahçe'yi ele geçirsem ne şekilde kullanırım" diye düşünerek bulabiliriz galiba.Fenerbahçe'yi mi ele geçirmeyecekler? Neden istemesinler? Bal gibide isterler, Fenerium, Taraftar Kart, Kombineler, Her spor dalında gelen kupalar, Avrupa'da zafere uçan amatör şubeler, AKP için en büyük fırsat...
Alabilirdi. Böyle bir mantık kurmada haksız değilsin. Karşı düşünce olarak belki sizden daha çok para veren çıkmıştırEn ufak örnek bu kulüp üç defa son hafta şampiyonluk kaçırdı hepside beraberlik ile, istese bunlardan birisini mi satın alamazdı? Şike yapmak istese bu kulüp 30 yıl Türkiye Kupası alamadı yapamaz mıydı şike bal gibide yapardı...denilebilir. Tabi bu işin şakası. Ama bir suçu daha önce işlememiş olmak hiç işlemeyeceğin anlamına gelmez. O zaman ülkedeki suçlulaların daha önce suç işleyip işlemediğine bakılsın, işlememiş olanlar serbest bırakılsın hepsi? Niye o 3 maçta yapmadı da geçen sezon yaptı sorusuna da mantıklı yanıtlar bulmak zor değil. Kaçan o 3 şampiyonluktan sonra aynı hüsranı yaşamak istememek olabilir mesela. Şunu da ekleyeyim bugün Aziz Yıldırım'ın masum olduğuna inanmayanların çoğunluğu bu tür işleri uzun yıllardır yaptığını düşünen insanlardır.
CEV örneği bu konuyla alakasız ama madem değindin bende Fenerbahçe Sohbet Alanında paylaştığım haberi tekrar hatırlatayım;
http://forum.turksportal.net/vb/show...56#post2265956
Ayrıca çarpıtmalar insanları yanlış yönlendiriyor. Adamlar diyor ki:
"Fenerbahçe’nin wildcard talebinin reddedilmesi konusunda tek söz sahibi CEV’dir"
"Türkiye Voleybol Federasyonu bize iki kulübün de wildcard talebini gönderdi. Bu kararda onların herhangi bir söz hakkı bulunmadı, bulunamaz da."
Siz daha voleybol federasyonuna çemkiriyorsunuz. Sonra diyor ki;
"Fenerbahçe ligde final oynamış olsa böyle bir yaptırıma gitmezdik"
Bu, federasyona çemkirmeniz için haklı bir neden (maçı ertelememesinden dolayı). Devam edelim;
"Ancak wildcard regülasyonu hakkında kurallar net. CEV’in otoritesini sarsacak hareketlerde bulunulduğu için bu kararı almayı uygun gördük. "
Bahsettiği hareketler nelerdir:
- Dörtlü finalde mücadele eden diğer üç takım CEV’in belirlediği otelde kalırken, Fenerbahçe’nin bu oteli beğenmeyip daha lüks başka bir otele geçmesi
- Forma krizi
- Fenerbahçe menajeri Violet Duca’nın oyun alanında girmemesi gereken yerlere girmesi
- CEV Başkanı Andre Meyer’in, Duca ile görüşmek istediği ancak davete icabet edilmemesi
- Final maçı sonrası ‘mesaj içeren’ tişörtlerin yasak olduğu ödül törenine ‘Armanın gururu şampiyon Sarı Melekler’ yazılı tişörtlerle çıkan F.Bahçe’nin tören kurallarına da uymaması
- Tüm bunlar dışında Kanarya’nın, bazı faturaları da ödemediği için CEV tarafından uyarıldığı öğrenildi.
Yani adamlara bu kadar neden vermişsiniz daha çıkıp CEV'e Federasyona sallayabiliyorsunuz.
Not: Voleybol konusuyla ilgili burada yazılanlardan dolayı buraya yazdım, bununla ilgili cevaben yazacaklarınız varsa FB Sohbet Alanında devam edelim bence o kısmına.
Not2: Tartışmamız çok uzadı ortak noktada buluşamadığımıza göre bir noktada sonlandıralım artık istersen. Cevap yazacaksan cevap yazmamı gerektirmeyecek birşey yaz olur mu![]()
@walter sakana
Ufak ufak yazayım ve bu siyasi konuyu kapatalım.
1)Ben istanbul için yazdım, Karşıyaka kadar hiçbir yer AKPye muhalif değildir.![]()
2)Para için değil güç için, çok büyük bir kitle Fenerbahçe'yi tutuyor ve inanılmaz organiziler. Bunu dünyada yapabilecek başka bir ekip yok.![]()
3)CEV'i genel olarak yazdım arka sayfada ki konularda konuşulduğu için, bizim tartışmamız içinde yoktu.![]()
4)Futbol her zaman siyasetin içinde, sonuçta bu ülke Avrupa'nın maddi olarak en güçlü 6. futbol ülkesi, futbolun fsi bile oynanamazken.![]()
5)Eski TFFden bahsetmiştim, Mehmet Ali Aydınlar yönetimi...
6)Çok güler yüzlü oldu mesajlarım o yüzden bu güleryüz ile noktalıyorum, saygılar ve sevgiler.![]()
Teşekkür ettim bende
Hadi gözünüz aydın arkadaşlar bitirdik sonunda![]()
Zorlama anlam diye bir konu var. Yani zorladığın zaman bir konudan istediğin manayı çıkarabilirsin.
Bende zorladım zorladım ve Fenerbahçe'ye karşı Türkiye, Avrupa ortaklığındaki saldırının son halkası şampiyonluk maçıydı anlamını çıkardım. Fenerbahçe'ye her yönden saldırılacak ve Galatasaray'ı Kadıköy'de şampiyon yaparak son nokta konulacaktı.
Özellikle play - off sisteminden sonra atılan her zarın sürekli ihtiyaç dahilinde gelmesi beni doğrular nitelikteydi. Beş üç lazım salla zarı geliyor, düşeş lazım salla zarı o da geldi, Galatasaray - Fenerbahçe maçı son maça denk gelmeliydi salla zarı ve son. Birileri çok pis zar tutuyor. Bu ülkede her yeri ele geçiren hükümetse haliyle zarı tutanda hükümetti.
Her şey hazırlandığı gibi düğümün son halkası Kadıköy'e kaldı. Kim hakediyorsa o kazanacaktı desem de inanmayın.
Galatasaray'ın şampiyonluğu ve maç sonu taraftarların kışkırtılarak sahaya sokulacağı gibi tonla şey planlanmıştı. Peki, nasıl? Eğer planlanmamış olsa Aslan - Köprü - Kadıköy - Kupa birlikteliğinde bir koreografi hazırlanabilir miydi? 12 yıldır rakibini yenemeyen hatta ezilen bir takımın bu özgüveni nereden geliyordu. Hadi burası tesadüftü ama Saraçoğlunu yakın şampiyonluk daha yakın sloganı neydi? Maç sonu olaylarla ilgili bu kadar örtüşen bir pankart ancak siyasetin yanında duran bir başkanın takımından gelebilirdi. Aysal - Akp.
Maç sonuçlandığında ise stadın ışıkları kapatıldı ve kupa noktasında sorun çıktı. Daha sonrasında Akp'nin devreye girmesiyle kupa karanlıkta verildi. Burada da karanlıkları aydınlatan Akp'ye (parti simgesi olan ampüle) dikkat çekmek istiyorlardı.
Neyse, bu kadar çabam takdir görmeyecek eminim. Benim hikayem ile burada anlatılan siyasi hikayeler arasında pek fark bulunmuyor.
Eğer güce sahipsen, ve bunu taşıyamıyorsan kibirle daha fazlasını istersin. Sana karşı güçlü olabilecekleri sindirirsin. Çünkü ses çıkarmamalıdır kimse, sen her yere bir şekilde burnunu sokup, her şeyin kontrolünü elinde tutarsın.
Ülkemizde demokrasi var diyeceğiz, seçimle geliyor başımıza, kendimiz seçeceğiz diyeceğiz ama şu konuşulan başkanlık seçimiyle alakalı değişiklikler yapılırsa, 2023 hedefi koyan başbakan hala o dönemde ülkenin başında olacak ve sözde demokrasi olan Arap ülkelerinin seçimle geldiğini söyleyen diktatör liderlerinden bir farkı kalmayacak. Ve bir müdahale elbette gelecek.
Evet biz seçeceğiz, ömrü uzun olsun, ömrü yettikçe de Erdoğan başımızda olacak. Kendi tüzüklerine göre 3 dönemden sonra milletvekili seçilemiyor ama sorun değil, ülkenin rejimini değiştirecekler neredeyse, çünkü güç böyledir. Açıklamaları vardı, bizler gelip geçiciyiz diye, koltuk sevdalısı değiliz diye ama öyle değil. Aynı güç bizde olsa, biz de benzer şeyleri yaparız bir ihtimalle.
O nedenle bir sivil toplum örgütü sayabileceğimiz Fenerbahçe'yi kontrol etmek isteyebilir. Bunu yaparken başka kulvarlarda da karşısına çıkabilen bir güç olan Aziz Yıldırım'ı da ekarte etmeyi düşünmüştür ya da düşünmemiştir. Diyorum ya, Aziz Yıldırım, ilk savunmasında, başbakan ile aramızı bozamazlar demişti, arka planda ne çıkar ilişkileri var bilinmiyor.
Tekrar olayın başına dönersek, dinlemeyle alakalı başlayan sürecin sadece Fenerbahçe üzerine odaklanması, benzer suçlamalar karşısında Fenerbahçe'ye ayrı, diğerlerine ayrı muamelelerde bulunulması, futbolla uzaktan yakından alakası olmayan, iktidara yakın ve bu yakınlığı sayesinde çoğu kişinin erişemeyeceği bilgileri önceden öğrenebilen ve bununla medya gücüyle yönlendirme peşinde olanlar türeyiverdi. Olay sporda usulsüzlükse bu adamların bir anda bitivermesi neden?
Şu süreç boyunca, bir futbol uzmanı çıkıp da bu maçlarda şike ve teşvik olup olmadığını yorumladı mı? Sen şike yapmakla suçlanıyorsun ama suçlandığın maçları mahkemede izleyip, sonra da futbolun içinden gelmiş, tarafsız yorum yapabilecek, saygın futbol adamlarından görüş aldın mı?
Aydınlar Fenerbahçe'yi ŞL'ye göndermedi, yerine Trabzonspor gitti. Gerekçe neydi, 0 tolerans. Peki Trabzonspor giderken başkanları Sadri Şener'in kuvvetli suç şüphesiyle yurt dışına çıkış yasağı yok muydu?
Peki yurt dışına çıkış yasağının kaldırılması, üstelik ertesi günü hem de. Davayla alakalı hangi önemli gelişme oldu da, bir anda bu yasak kalkıverdi.
Sporla siyaset iç içe diyoruz, o zaman UEFA'nın men etmesinden niye korkuyoruz ki? FIFA kesinlikle spora siyaset karışmayacak demiyor mu? Bu sebeple zaman zaman 3. dünya ülkelerinden bazılarını tüm turnuvalardan men etmiyor mu? O zaman UEFA'dan korkmaya gerek yok, FIFA bizi men eder zaten.
Türkiye'nin haklarını savunması gereken TFF, ne oyunlar çevirerek Fenerbahçe'yi göndermediğini ortaya çıkan belgelerle gördük. Basında çıkan haberleri kanıt gösterip, federasyon başkanından habersiz iş çevirenlerin yaptıkları sonucunda istifa etti Aydınlar.
--- CEV olayı da benzer, federasyon başkanı çıkıp ağırlığını koyamıyor. Belki CEV'in son şampiyonu kupaya almak gibi bir uygulaması yok ama bu ülke senin en değerli kupanda son 2 şampiyonluğu kazanmış ülke. Fenerbahçe 3 senedir, ilk 3'e giren ülke. Ve çıkıp sen son şampiyonumu almıyorsan ben hiç takım göndermiyorum diyebilecek bir isim lazım. Ülke menfaatleri bunu gerektirir, çünkü Fenerbahçe bu sene de şampiyonlar liginin bir numaralı favorisi ve dörtlü finalde yine en az 2 Türk takımı olacak. Orada federasyona tepki de bu yüzden, haklarını savunmadığı için, Türkiye'nin gücünü iyi kullanamadığı için, Türkiye'ye gelecek olası bir ŞL şampiyonluğunu engellediği için. ---
O kadar ay dinliyorsunuz, ortam dinlemesi bile yapabilecek teknolojiniz varken neden 1 tane bile somut delil koyamıyorsunuz önümüze. Bu adamlar her zaman mı şifreli konuşuyorlar, hep şifreli konuşsalar kim kimdir, nedir nasıl anlaşıyorlar?
Ve yine sürecin başlaması, Olgun Peker ile alakalı dinlemeler yapılırken, Aziz Yıldırım'ın, dönemin federasyon başkanı Mahmut Özgener'e bize FIFA hakemi ata demesiyle, hakem atamalarına karışıyor suçlamasıyla teknik takibe alınması. Peki Mahmut Özgener sanık mı? Ya da başka yakın isimler? Fenerbahçe İkinci Başkanı Nihat Özdemir'in tanıklığına başvuruldu mu? Yıllardır Aziz Yıldırım nerede, Nihat Özdemir orada, kulübün ikinci başkanı, Aziz Yıldırım'dan sonraki en önemli isim, hiç bir tapesi yok, hiç bir konuşması yok?
19 maç delilleriyle tespit edildi açıklaması nedir mesela? Emniyetten sızan kasıtlı fotoğraflar, daha tutuklanacağı bile belli değilken adres kısmına Metris yazılması???
Tarla sürme şikenin şifresi deniyor, peki 3 maçta bu tarla sürme geçerken savcı neden sadece 1 maçta Fenerbahçe'yi suçluyor?
Yine bu dinlemeler esnasında Sadri Şener'in de, direk Ofspor maçı ile alakalı hakem atamasına müdahalesi varken, onunla alakalı, Aziz Yıldırım'a yapılan gibi bir teknik takip yapılmıyor.
Türk futbolunda şikenin ve teşviğin yok edilmesi için yapıldı denilen operasyon, neden tüm Türk futbolunu içermiyor da, sadece Fenerbahçe'ye odaklanılmış ilerliyor, budur isyan.
Şimdi gelip birisi yine dalga geçer gibi, evet herkes Fenerbahçe'ye karşı, UEFA bile karşı gibisinden yazarak laf sokma çabasında olacaktır. Karşı veya değil, ona göre değil, yapılan muamelelere göre Fenerbahçe üzerine, benzer durumlar başkaları için de geçerliyken, fazla yüklenilmiş değil mi?
"YÜCE ATATÜRK"
Cornu istifa etmiş. Neden sizce !
(/s)
UEFA Başmüfettişi Pierre Cornu’nün, EURO 2012 sonrası görevini bırakacağını açıklaması herkesi şaşırttı.
İstifayla ilgili konuştuğumuz ve ismini vermek istemeyen bir UEFA yetkilisi “Ailevi nedenlerden dolayı bir istifa bu” dedi.
Çok inandırıcı.
(/s)
Bir Dost
Hellbells
Kesin Fenerbahçe yüzünden istifa etmiştir![]()
Fenerbahçe yüzünden mi istifa etti bilmem de kendisi bizzat Uefa'dan gelen mektubun bizzat TFF'nin siparişi üzerine geldiğini söylemişti. İstifasından çok daha önemliydi bu olay.