1 ile 30 arası toplam 68 sonuç

Konu: Türkiye liginin içler acısı hali (Yabancı sınırlaması hakkında yaşadığım bir sorun)

Hybrid View

  1. #1
    Nesil
    2005
    Yer
    Sakarya
    Mesajlar
    405

    Default

    Geçen gün Hikmet Karaman'ın bir röportajını okudum; ulusal bir gazeteye değil, daha sınırlı bir kitlenin takip ettiği bir platforma, ama nihayetinde futboldan anlayan birine verildiği için oldukça samimi bir röportajdı. Karaman'ı beğenirsiniz, beğenmezsiniz, ayrı mesele, ama bizim Türk futboluna dair (kendimizce) görüp söylediklerimizi, adam 15 senedir yaşıyor ama söyleyemiyor (dinleyeni yok).

    Bir soru vardı: "Federasyon başkanı olsanız ilk işiniz..." diye, adam muhtemelen soru bitmeden cevabı yapıştırıyor; "borçlanmayı yasaklarım".

    Bizde başkanlık hala vitrin; başkan dediğin gündem sarsan transfer yapacak, maç sonu açıklamalarda bulunacak, televizyon programlarına telefonla bağlanacak, rakiplere ve Federasyon'a karşı asacak, kesecek. Yoksa ne iş yapacak?

    Bu tür bir kültürde de ortalama bir sezonun mali tablosu kabaca şöyle işler:

    Sezon başında kulübün kasasında 0 lira vardır. Başkan (ve yönetim) cebinden 5 lira koyar. Piyasada 1 liralık, 2 liralık ve 3 liralık futbolcular vardır. Hemen bir 3 liralık ve bir 2 liralık futbolcu alınıp bu 5 lira tüketilir. Takımda hala eksik bölgeler vardır doğal olarak. Bankadan 5 lira kredi çekilir ve bu 5 lirayla gaza gelinip bir 3 liralık ve bir 2 liralık futbolcu daha alınır. Sıra nihayet teknik direktörün istediği futbolculara gelmiş ama yine para kalmamıştır. İpotek usulüyle (stad gelirleri, forma vs. satışları) 5 lira daha bulunur. Bir 2 liralık ve üç 1 liralık futbolcu daha alınıp transfer kapatılır. Koca sezon borç ödemeleri ve futbolcuların maaşlarının ötelenmesiyle geçer. Sonrasını Hikmet Karaman söylesin:

    "Adam, atıyorum 6 aydır para alamıyor; ben şimdi bu adama şunu şöyle yap, bunu böyle yap nasıl diyeyim? Bir haftalık maç planını çöpe atıyoruz, adamları hadi aslanım, hadi koçum diyerek sahaya çıkarıyoruz".

    Bir şey daha söylüyor röportajın ilerleyen kısımlarında: "Bunlar (yani, temelde borçlanmadan kaynaklanan mali sorunlar) futbolumuzun üstyapısının en büyük sorunları; altyapıya ise hiç girmiyorum bile. Orada durum içler acısı bile değil" (bu kadar şahsi hırsa rağmen üstyapıda bile dönemeyen paraların altyapıda işi ne değil mi?)".
    "Beşerin taptığı bir kendisinin heykelidir"

  2. #2

    Default

    Quote Originally Posted by meddah View Post
    Geçen gün Hikmet Karaman'ın bir röportajını okudum; ulusal bir gazeteye değil, daha sınırlı bir kitlenin takip ettiği bir platforma, ama nihayetinde futboldan anlayan birine verildiği için oldukça samimi bir röportajdı. Karaman'ı beğenirsiniz, beğenmezsiniz, ayrı mesele, ama bizim Türk futboluna dair (kendimizce) görüp söylediklerimizi, adam 15 senedir yaşıyor ama söyleyemiyor (dinleyeni yok).

    Bir soru vardı: "Federasyon başkanı olsanız ilk işiniz..." diye, adam muhtemelen soru bitmeden cevabı yapıştırıyor; "borçlanmayı yasaklarım".

    Bizde başkanlık hala vitrin; başkan dediğin gündem sarsan transfer yapacak, maç sonu açıklamalarda bulunacak, televizyon programlarına telefonla bağlanacak, rakiplere ve Federasyon'a karşı asacak, kesecek. Yoksa ne iş yapacak?

    Bu tür bir kültürde de ortalama bir sezonun mali tablosu kabaca şöyle işler:

    Sezon başında kulübün kasasında 0 lira vardır. Başkan (ve yönetim) cebinden 5 lira koyar. Piyasada 1 liralık, 2 liralık ve 3 liralık futbolcular vardır. Hemen bir 3 liralık ve bir 2 liralık futbolcu alınıp bu 5 lira tüketilir. Takımda hala eksik bölgeler vardır doğal olarak. Bankadan 5 lira kredi çekilir ve bu 5 lirayla gaza gelinip bir 3 liralık ve bir 2 liralık futbolcu daha alınır. Sıra nihayet teknik direktörün istediği futbolculara gelmiş ama yine para kalmamıştır. İpotek usulüyle (stad gelirleri, forma vs. satışları) 5 lira daha bulunur. Bir 2 liralık ve üç 1 liralık futbolcu daha alınıp transfer kapatılır. Koca sezon borç ödemeleri ve futbolcuların maaşlarının ötelenmesiyle geçer. Sonrasını Hikmet Karaman söylesin:

    "Adam, atıyorum 6 aydır para alamıyor; ben şimdi bu adama şunu şöyle yap, bunu böyle yap nasıl diyeyim? Bir haftalık maç planını çöpe atıyoruz, adamları hadi aslanım, hadi koçum diyerek sahaya çıkarıyoruz".

    Bir şey daha söylüyor röportajın ilerleyen kısımlarında: "Bunlar (yani, temelde borçlanmadan kaynaklanan mali sorunlar) futbolumuzun üstyapısının en büyük sorunları; altyapıya ise hiç girmiyorum bile. Orada durum içler acısı bile değil" (bu kadar şahsi hırsa rağmen üstyapıda bile dönemeyen paraların altyapıda işi ne değil mi?)".


    Hikmet Karaman yılların teknik direktörü kurt hoca ve yurt dışı gözlemlemeleri ile vizyonu da çok geniş, Kocaelispor ile Arsenal'i yendikleri hazırlık maçında Wenger ile dostluk kurmuş bir çok kez davetlisi olarak İngiltere'ye gidip gözlemlerde bulunmuş dedikleri yanlış demek ayıp olur.

    Fakat gerek kendisinin demeci gerekse parmala gösterdiği resmin geniş perspektiften bakıldığında atlanılan bir nok ta var: FUTBOL ARTIK BİR SPOR DALI DEĞİL!!!!. Bu artık bir endüstri ve bu forumda bir çoğumuz benim gibi iş güç sahibi çalıştığı kurumun kendi sektör bazında bilgisi olan ve sektörde rakip firmalarla mücadele etmek ve onlardan daha karlı duruma geçmek için gereken tek kilit noktası var SERMAYE.

    Futbol endistüri dedik bir başka endistüri dalıyla karşılaştıralım mesela otomotiv. Yatıtımınız yani SERMAYENİZ ne kadar iyiyse siz o kadar iyi motor şase fren teknolojisi v.s üretirsiniz şu an dünya üzerinde binlerce otomotiv şirketi var ama size durduk yere bana bir araba markası söyle deseniz Ferrari,Mercedes, BMW, v.b gibi firmalar söylersiniz çünkü akla bilinç altında olan hep o tarz arabalar çünkü adamlar yer etmiş bir şekilde. Çok az kişi Renault Citroen, Pegeaut. der hatta kendisi bu az önce saydığım arabalardan birine bile sahip olsa....

    Şimdi futbola dönelim eğer isim yapmak istiyorsanız Bu büyük otomotiv şirketlerindeki gibi iyi parçalara sahip olmanız bunun içinde iyi sermayeye sahip olmanız gerekir. Eskiden bu sermayeyi alt yapıya yatırmak cazipti çünkü dünya bu kadar global bu kadar küçük değildi ve futbold gelir kaynakları çok azdı (tribün geliri,ve kazanlılan kupa gelirleri) o yüzden Futbolcu satışından gelecek olan gelir kaynağı Takımların bel bağladığı hatta Ajax,'ın temel stratejisiydi bu gelir kaynağı. Ama sonra ne oldu yayın hakkı ve havuz sistemi geldi sonra lig yayınları diğer ülkelerde yayınlanmaya başlandı (hatta ondandırki İngiltere de maçlar genellikle öğle saatlerinde oynanır Çünkü Asya pazarı ile saat farkından doğan sıkıntıyı minimuma indirmek için) Merchandise denen şeyi keşfettiler hatta kulüpler flaş transferlerin bonservis bedelini daha adamı ilk resmi maça çıkarmadan forma staışıyla nerdeyse amorti eder oldu. ama en önemlisi futbol bir endüstri oldu ve bu tarz endüstirlerde kilit nokta KENDİNİ SÜREKLİ YENİLEMEK VE BU YENİLİĞİ DEVAMLI AYRICA ARA VERMEDEN YAPMAK yani altyapıdan verim almayı beklersen yada temel stratejini altyapı olarak belirlersen GERİ KALIRSIN

    Şimdi işte bu globelleşen dünyada artık sanayileşmiş futbolda borçlanma yada kulüp yönetiminin şahsi varlıklardan kulüp bütçesine aktarım yapmayı kaldırmak 80 lerin futbol dünyasına dönmek gibi bir şey. Ayrıca bu DEMİRÖREN olayının bir benzerini de ben daha görmedim hiç bir başkan koltuğundan kalkerken ben takıma bu kadar yatırım yaptım geri verin şeklinde. mesela Real Madrid başkanı Perez. Döneminde Brezilyalı Ronaldo ZidaNe Ezeli rakibinden Figo ve daha nice yıldızlar aldı başkanlığı bıraktı bir kaç yıl sonra geri döndü ama olmadığı dönemde hiç bir taş koymadı eski yönetime hatta geldi dünyanın 2 yıldızını aynı anda kadroya kattı hemde dünyanın en iyi hocasıyla birliktee.. Bunlar futbolun güzellikleri işte ama Yazımın başında Hikmet Karaman ve onun savunduğu Platini'nin FİNANSAL FAİR PLAY uygulaması bunlara gölge vuracak işte mesela Fiorentina'lı Jovatic'i büyük bir takımda izlemek varken yada Falcao gibi kariyerinde yavaştan son dmnemine girmiş ve bir anda patlama yapan bir yıldızı daha büyük takımda göremeyeceğiz. İŞTE BU TIPKI FORMULA 1 DEKİ GİBİ EĞER BÜYÜKLERİ GEÇEN BİR BAŞKA TAKIM ÇIKMIYORSA REKABET İÇİN BÜYÜKLERİ ENGELLERİZ zihniyetidir baktılarki özellikle ŞL 1. torbadan giren takımlarla baş edemiyorlar onlarda alttakiler için üstekileri frenlediler...

    Sonuç: Hikmet hoca haklı hemde çok haklı ama futbolun tabanı yani seyirci BAKIN TARAFTAR demiyorum futbolu seven bir izleyici buna nasıl bakıyor? bence taraftar gözüyle bakmamak lazım olaya ben izledğim bir maçta görsel şçlen olsun isterim varsın olsun yenilsin tutmasın ama ben Sow'un röveşatalrını, Q7 nin rabonalarını, Melo'nun pittbull sevincini görmek ve yapılacak transferlerinde en az bu ayarda topçular olmasını isterim ha arada Arda gibi Muhammet gibi Semih gibi alt yapıdan da çıksın başımızla beraber ama kalkıpda daha fazla Ardalar yetiştirme masallarıyla DEmirÖren'i istisnasına sığınıp futbolun görselliği ile oynamayın lütfen çünkü başkanı ortadan kaldırınca bir kulübün gelir kaynağı dağılımı ortada: Tribün,yayın geliri,şampiyonluk primleri. Merchandise'ı saymıyorum çünkü Merchandise sadece formayla alakalı değil elbet bunun içinde muglardan battaniyesine hatta kozmetiğine kadar var ama eğer siz sahada takımı ateşleyecek heyecanlandırcak bir başka değişle takıma bir KAHRAMAN bir komutan koymazsanız o taraftar takımının Store'larının ancak önünden geçer... O yüzden sermaye başkansa ve futbolda sermaye şartsa ki EVET ŞART o zaman BIRAKINIZ YAPSINLAR, BIRAKINIZ GEÇSİNLER...

  3. #3
    Nesil
    2005
    Yer
    Sakarya
    Mesajlar
    405

    Default

    Quote Originally Posted by heartbreaker007 View Post

    Şimdi işte bu globelleşen dünyada artık sanayileşmiş futbolda borçlanma yada kulüp yönetiminin şahsi varlıklardan kulüp bütçesine aktarım yapmayı kaldırmak 80 lerin futbol dünyasına dönmek gibi bir şey. Ayrıca bu DEMİRÖREN olayının bir benzerini de ben daha görmedim hiç bir başkan koltuğundan kalkerken ben takıma bu kadar yatırım yaptım geri verin şeklinde. mesela Real Madrid başkanı Perez. Döneminde Brezilyalı Ronaldo ZidaNe Ezeli rakibinden Figo ve daha nice yıldızlar aldı başkanlığı bıraktı bir kaç yıl sonra geri döndü ama olmadığı dönemde hiç bir taş koymadı eski yönetime hatta geldi dünyanın 2 yıldızını aynı anda kadroya kattı hemde dünyanın en iyi hocasıyla birliktee.. Bunlar futbolun güzellikleri işte ama Yazımın başında Hikmet Karaman ve onun savunduğu Platini'nin FİNANSAL FAİR PLAY uygulaması bunlara gölge vuracak işte mesela Fiorentina'lı Jovatic'i büyük bir takımda izlemek varken yada Falcao gibi kariyerinde yavaştan son dmnemine girmiş ve bir anda patlama yapan bir yıldızı daha büyük takımda göremeyeceğiz. İŞTE BU TIPKI FORMULA 1 DEKİ GİBİ EĞER BÜYÜKLERİ GEÇEN BİR BAŞKA TAKIM ÇIKMIYORSA REKABET İÇİN BÜYÜKLERİ ENGELLERİZ zihniyetidir baktılarki özellikle ŞL 1. torbadan giren takımlarla baş edemiyorlar onlarda alttakiler için üstekileri frenlediler...

    Sonuç: Hikmet hoca haklı hemde çok haklı ama futbolun tabanı yani seyirci BAKIN TARAFTAR demiyorum futbolu seven bir izleyici buna nasıl bakıyor? bence taraftar gözüyle bakmamak lazım olaya ben izledğim bir maçta görsel şçlen olsun isterim varsın olsun yenilsin tutmasın ama ben Sow'un röveşatalrını, Q7 nin rabonalarını, Melo'nun pittbull sevincini görmek ve yapılacak transferlerinde en az bu ayarda topçular olmasını isterim ha arada Arda gibi Muhammet gibi Semih gibi alt yapıdan da çıksın başımızla beraber ama kalkıpda daha fazla Ardalar yetiştirme masallarıyla DEmirÖren'i istisnasına sığınıp futbolun görselliği ile oynamayın lütfen çünkü başkanı ortadan kaldırınca bir kulübün gelir kaynağı dağılımı ortada: Tribün,yayın geliri,şampiyonluk primleri. Merchandise'ı saymıyorum çünkü Merchandise sadece formayla alakalı değil elbet bunun içinde muglardan battaniyesine hatta kozmetiğine kadar var ama eğer siz sahada takımı ateşleyecek heyecanlandırcak bir başka değişle takıma bir KAHRAMAN bir komutan koymazsanız o taraftar takımının Store'larının ancak önünden geçer... O yüzden sermaye başkansa ve futbolda sermaye şartsa ki EVET ŞART o zaman BIRAKINIZ YAPSINLAR, BIRAKINIZ GEÇSİNLER...
    İki noktaya ekleme yapmak istiyorum (veya bakış açısını genişletmek diyelim).

    Birincisi, Demirören tam olarak bir "kötü yönetim" istisnası değil sanırım. Daha çok bir saçmalama istisnası sayılmalı. Yoksa Galatasaray da mesela, takribi 10 senedir mali açıdan pek iyi durumda değil. Artı, Cluj ve Braga deplasmanlarında öyle çok da hak edilmeden gelen galibiyetler olmasa, bu sezonki bol sıfırlı transferlere mukabil, günü de kurtaracağı şüpheliydi. Veya Fenerbahçe, belki mali açıdan Türkiye'nin en iyi sirkülasyona sahip kulübü ama yine de bir kenarda faizlerini ödediği küçük bir borç dağı var.

    Bir taraftan, gelip cebinden 20 lira koyan başkanın, olağanüstü bir başarı elde edilmedikçe, evvelce birikmiş 100 liralık borç dağına çok fazla bir faydası olmuyor; öbür taraftan, Aziz Yıldırım gibi 15 senedir aynı koltukta oturabilen birileri çıkmadıkça uzun vadeli ince borç kapatma hesapları ister istemez dalgalanıyor. Mesela bir Canaydın gelip bir plan yapıyor, ardından bir Polat gelip bu plana limon sıkabiliyor; veya bir Bilgili'nin finansal hamlelerini gelip bir Demirören dağıtabiliyor; şüphesiz Orman'ın toparladığına da yarın öbürgün bir Bakırbüken'in tüy dikme ihtimali yüksek.

    O 100 liralık borç dağları olmasa, her şey daha iyi olur mu, olmaz mı? Biraz da ona bakmak lazım.

    İkincisi, altyapıyı, sadece bir kulüp nazarından müstakil bir organizasyon olarak görmeyelim. Herkes parası neyse verip futbolcusunu alabilsin tabii, ama bunları birinin de yetiştirmesi lazım. Ülke genelinde futbol altyapısının durumu "iyi" olduktan sonra, Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş gibi büyük kulüplerin altyapıları isterse en kötüleri olsun. Ama sorun şu ki, tesis, personel, program yatırımı yapabilecek esaslı para da ne yazık ki bu büyüklerde. Faraza Fenerbahçe'nin futbol altyapısını önemsemediği bir ortamda, faraza alt yaş gruplarındaki rakibi Zeytinburnuspor'un "büyüklük" ideali de ister istemez küçük kalır. Bu da ülke genelinde altyapı eğitim seviyesini ve futbolcu kalite/yaş oranını düşürür; Almanya'da Götze, Reus, Kroos gibi adamlar 20 yaşında mental olgunluklarının zirvesindedirler, bizdeyse 30 yaşındaki Semih'in daha öğreneceği şeyler vardır.

    Kulüplerin yatırım yapması şart değil, devlet de yapabilir bu yatırımı. Almanya'da olan budur mesela.
    "Beşerin taptığı bir kendisinin heykelidir"

  4. #4

    Default

    Quote Originally Posted by meddah View Post
    Kulüplerin yatırım yapması şart değil, devlet de yapabilir bu yatırımı. Almanya'da olan budur mesela.
    Evet Devlet olabilir hele ki Almanya gibi milliyetçi bir devlet her ne kadar devlet politikasıyla tesisleşen ve alt yapıya önem veren bir ülkenin altyapılarından kendi vatandaşından çok göç aldığı ülkenin devşirme topçuları çıksa da kaldı ki sen hatırlarsın Bucaspor örneğini vermiştim yani o mantıklada olsa yaptılar.

    Ama esas soru şu Avrupa'nın göbeğindeki Almanya futbolda atılama devlet politikasıyla gitti yani belki devlet ve Almanya federasyonu takımlarla koordineli yaklaşmasa belki onlarda gitmeyecekti Kaldıki bunu yapanlarda büyük kulüpler değil yani Bi Bayern Münih hala transfer canavarı hatta yakın geçmişine bakılınca Bundesliga da o sezon kim formdaysa çat seneye Müünih'te Olic Gomez, vs.

    Avrupa'da çılgın bonservis bedelleri ödeniyor peki oyuncuların menşeylerine bakıldığında nerden gelme mesela Modric, yada Mascherano, Alexis Sanches, Falcao Agüero, Chicarito, PAto, Mandzukic,Jovatic? ya Güney Amerika yada Hırvat,Çek cumhuriyeti gibi Avrup'da diğer ülkelere nazaran kasaba kıvamında ki ülkeler. AMacaım konuyu siyasete getirmek değil yada kimseyi küçümsemek te değil ama orda yeteneğini belli eden parlayanları büyük takımlar çat die alıor? Hatta bu Fm'ye de sıçramış bir çok iyi oyuncu bakın regen demiyorum gerçek oyuncu var NK Dinamo da Zagreb de peki Real madrid yada City'de Mancini, Alex Fergusun Mourinho, Allegri demiyormu yönetime ya biz bunları getirteceğimize yetiştirelim? Ya altyapı denince ajax gelir ve başında da o altyapıdan çıkmış adam var teknik direktör o bile yönetimden transfer istiyor yani.

    Daha önce söyledim ben altyapıya karşı tamamiyle karşı bir insan değilim ama şunu inatla savunuyorum bu iş hava kuvvetlerinde jet pilotu yetiştirmek gibi eğitime 1000 lerle başlarsın ama dönem sonunda sadece 10 pilotun olur bunlardan da ancak 5 i kalifiyelere uyupta göreve gelir. alt yapıdan da istediğin kadar iyi tesisin olsun istediğin kadar iyi politikan hocan olsun en fazla 1-2 tan çıkar oda takım başına ee futbol dediğn 11 as 7 yedeke oynanıosa senin transfere ihtiyacın var hele ki eğer senin ülkenin 2 kulübü avrupa'nın kulüpsel anlamda en büyük 2 turnuvada bir üst tura kalmışsa senin yabancı kontejan sınırlaması koyman, Rakiplerle mücadelede kendi kendine ihanet gibidir. Ayrıca futbolun görselliğini de bozar. bana cvp olarak yazdığın yazımın bir köşesinde belirtmiştim bir yerinde TARAFTAR OLARAK DEĞİL, FUTBOL İZLEYİCiSİ OLARA,K FUTBOLADA GÖRSEL ŞÖLEN OLARAK BAKMAYA ÇALIŞIN... biraz NBA gibi her takımda Kobe ayarında bir topçu olsun hatta bir çok takımda LeBraun Wade, Kobe, Howard gibi galaksi gibi olsun. ha arada gençlere de süre verirsin dünkü gladbach mçında Recep'e Özgür'e olduğu gibi ama kalkıpta Recep'i 11 e yazmasın...

  5. #5
    Nesil
    2003
    Yaş
    47
    Mesajlar
    4,569

    Default

    Quote Originally Posted by heartbreaker007 View Post
    Evet Devlet olabilir hele ki Almanya gibi milliyetçi bir devlet her ne kadar devlet politikasıyla tesisleşen ve alt yapıya önem veren bir ülkenin altyapılarından kendi vatandaşından çok göç aldığı ülkenin devşirme topçuları çıksa da kaldı ki sen hatırlarsın Bucaspor örneğini vermiştim yani o mantıklada olsa yaptılar.

    Ama esas soru şu Avrupa'nın göbeğindeki Almanya futbolda atılama devlet politikasıyla gitti yani belki devlet ve Almanya federasyonu takımlarla koordineli yaklaşmasa belki onlarda gitmeyecekti Kaldıki bunu yapanlarda büyük kulüpler değil yani Bi Bayern Münih hala transfer canavarı hatta yakın geçmişine bakılınca Bundesliga da o sezon kim formdaysa çat seneye Müünih'te Olic Gomez, vs.

    Avrupa'da çılgın bonservis bedelleri ödeniyor peki oyuncuların menşeylerine bakıldığında nerden gelme mesela Modric, yada Mascherano, Alexis Sanches, Falcao Agüero, Chicarito, PAto, Mandzukic,Jovatic? ya Güney Amerika yada Hırvat,Çek cumhuriyeti gibi Avrup'da diğer ülkelere nazaran kasaba kıvamında ki ülkeler. AMacaım konuyu siyasete getirmek değil yada kimseyi küçümsemek te değil ama orda yeteneğini belli eden parlayanları büyük takımlar çat die alıor? Hatta bu Fm'ye de sıçramış bir çok iyi oyuncu bakın regen demiyorum gerçek oyuncu var NK Dinamo da Zagreb de peki Real madrid yada City'de Mancini, Alex Fergusun Mourinho, Allegri demiyormu yönetime ya biz bunları getirteceğimize yetiştirelim? Ya altyapı denince ajax gelir ve başında da o altyapıdan çıkmış adam var teknik direktör o bile yönetimden transfer istiyor yani.

    Daha önce söyledim ben altyapıya karşı tamamiyle karşı bir insan değilim ama şunu inatla savunuyorum bu iş hava kuvvetlerinde jet pilotu yetiştirmek gibi eğitime 1000 lerle başlarsın ama dönem sonunda sadece 10 pilotun olur bunlardan da ancak 5 i kalifiyelere uyupta göreve gelir. alt yapıdan da istediğin kadar iyi tesisin olsun istediğin kadar iyi politikan hocan olsun en fazla 1-2 tan çıkar oda takım başına ee futbol dediğn 11 as 7 yedeke oynanıosa senin transfere ihtiyacın var hele ki eğer senin ülkenin 2 kulübü avrupa'nın kulüpsel anlamda en büyük 2 turnuvada bir üst tura kalmışsa senin yabancı kontejan sınırlaması koyman, Rakiplerle mücadelede kendi kendine ihanet gibidir. Ayrıca futbolun görselliğini de bozar. bana cvp olarak yazdığın yazımın bir köşesinde belirtmiştim bir yerinde TARAFTAR OLARAK DEĞİL, FUTBOL İZLEYİCiSİ OLARA,K FUTBOLADA GÖRSEL ŞÖLEN OLARAK BAKMAYA ÇALIŞIN... biraz NBA gibi her takımda Kobe ayarında bir topçu olsun hatta bir çok takımda LeBraun Wade, Kobe, Howard gibi galaksi gibi olsun. ha arada gençlere de süre verirsin dünkü gladbach mçında Recep'e Özgür'e olduğu gibi ama kalkıpta Recep'i 11 e yazmasın...
    Futbola gorsel solen olarak baktigim icin bu is ikinci sinif yabancilari getirmekle olmaz diyorum.

    Turkiye Avrupa futbolunun gobeginde degil, kenarinda. O yazdigin Falcao, Aguero, Mascherano vs. Turkiye'ye gelmek istemiyor. O oyuncular daha 17-18 yasindayken ileride milli takimin futbolcusu olacaklari belli. Ve milli bu onemli takimlarin futbolcusu olacaklarina gore hic biri gidip Avrupa'nin 11. liginde oynamayi kabul etmiyor. Ne kadar para verirsen ver. Ne o yasta Turkiye'ye gelerek butun kariyerlerini cope atacak kadar ahmaklar, ne de menajerleri buna izin verecek kadar ahmak.

    Senin yapabilecegin, bu oyuncularin bir alt kademesinde gelisime acik olan ama ogrenmesi gereken bir cok sey olan oyunculari daha ucuza alip, onlari ust yapida egitip parlatman (bakiniz Lucescu'nun Brezilya transferleri). Iyi guzel de bir kac teknik direktor disinda futbolcu egitme kulturun yok. Olsa zaten alt yapidan kaliteli futbolcu cikartirdin.

    Bizim ligimize gelerek kariyerlerini bir ust sinifa cikartabileceklerini dusunseler, gelirler. Ama dusunmuyorlar cunku biz kendi futbolcumuzu yetistirip yurt disina yollayamiyoruz. Milli takimimizin yarisi Almanya'da yetismis. O zaman Turkiye super ligine gelecegine adam 1-2 yil Almanya ikinci ligine gider, kendisini gelistirir, daha yuksek paralar kazanacagi takimlara transfer olur. 28 yasindan sonra Turkiye'ye gelip parasini kazanir. 20 yasinda gelip 25 yasinda futbol hayatini bitirmek yerine.

    Biz Turkiye'de kaliteli futbolu ancak kendimiz futbolcu yetistirdigimizde izleriz. Baskalarinin posasi cikmis oyuncularini alinca degil.

  6. #6

    Default

    Quote Originally Posted by perpetua View Post
    Turkiye Avrupa futbolunun gobeginde degil, kenarinda. O yazdigin Falcao, Aguero, Mascherano vs. Turkiye'ye gelmek istemiyor. O oyuncular daha 17-18 yasindayken ileride milli takimin futbolcusu olacaklari belli. Ve milli bu onemli takimlarin futbolcusu olacaklarina gore hic biri gidip Avrupa'nin 11. liginde oynamayi kabul etmiyor. Ne kadar para verirsen ver. Ne o yasta Turkiye'ye gelerek butun kariyerlerini cope atacak kadar ahmaklar, ne de menajerleri buna izin verecek kadar ahmak..
    Ben yukarıda yazan yıldızların isimlerini yazarak şunu kastetmiştim bu oyuncuları transfer eden kulüpler bu oyuncuları genç yaşta transfer ediyor, kendi ülkesindeki hatta kendi alt yapısındaki yaşıtlarının olmasına rağmen yani transfer etme yoluna gidiyor yetiştirme değil uğraşmıyor. Ayrıca son 5-6 yıldır ligde 3 büyüklerden tut anadolu takımlarına kadar çok iyi oyuncular geliyor artık dediğin gibi çıkmalar değil bence biraz haksızlık ediyorsun ki hel bu sene çok kaliteli yabancılar var bir BJk bile küçülme politikasında bir Mc Gregor ve Escude transferi yapıp ara transferde Nene'den bahsedebiliyor. Ligimizdeki oyuncuların hemen hemen hepsi milli takımlarında. Biz ise hala Recep Niyaz Özgür Çek Orhan Şam için Gökhan Gönül'ün Caner'in yedeği diye şans bulamadı diye yakınıyoruz as olsa ne yazar belli sıradan oyuncu işte hatırlatırım Arda bir Uefa maçında parladı formayı kaptı Dünkü FB'den Egemen, Stoch Krasic hariç hangisine yetiştirmek adına şans verirsin yada başka türlü sorayım bu topçular için mi yabancı kontejanı azalsın diyorsunuz? yapmayın lütfen yapmayın haa olsun Birer Arda yada bir tık altı eyvallah derimki asları çok sağlam ama dünkü FB de bir tek üzüldüğüm nokta Sezer ÖZTÜR'ÜN OLMayışı işte bak mesela o çocuktan olur yetenekte var en azından ışık var ama değil Arda'lar bana sıradan oyuncu yeter, yeterki yerli olsun diyorsanız onu bilemem...

  7. #7
    Nesil
    2003
    Yaş
    47
    Mesajlar
    4,569

    Default

    Quote Originally Posted by heartbreaker007 View Post
    Ben yukarıda yazan yıldızların isimlerini yazarak şunu kastetmiştim bu oyuncuları transfer eden kulüpler bu oyuncuları genç yaşta transfer ediyor, kendi ülkesindeki hatta kendi alt yapısındaki yaşıtlarının olmasına rağmen yani transfer etme yoluna gidiyor yetiştirme değil uğraşmıyor. Ayrıca son 5-6 yıldır ligde 3 büyüklerden tut anadolu takımlarına kadar çok iyi oyuncular geliyor artık dediğin gibi çıkmalar değil bence biraz haksızlık ediyorsun ki hel bu sene çok kaliteli yabancılar var bir BJk bile küçülme politikasında bir Mc Gregor ve Escude transferi yapıp ara transferde Nene'den bahsedebiliyor. Ligimizdeki oyuncuların hemen hemen hepsi milli takımlarında. Biz ise hala Recep Niyaz Özgür Çek Orhan Şam için Gökhan Gönül'ün Caner'in yedeği diye şans bulamadı diye yakınıyoruz as olsa ne yazar belli sıradan oyuncu işte hatırlatırım Arda bir Uefa maçında parladı formayı kaptı Dünkü FB'den Egemen, Stoch Krasic hariç hangisine yetiştirmek adına şans verirsin yada başka türlü sorayım bu topçular için mi yabancı kontejanı azalsın diyorsunuz? yapmayın lütfen yapmayın haa olsun Birer Arda yada bir tık altı eyvallah derimki asları çok sağlam ama dünkü FB de bir tek üzüldüğüm nokta Sezer ÖZTÜR'ÜN OLMayışı işte bak mesela o çocuktan olur yetenekte var en azından ışık var ama değil Arda'lar bana sıradan oyuncu yeter, yeterki yerli olsun diyorsanız onu bilemem...
    Bu takimlar Falcao vs. gibi oyunculari dunyanin en iyileri oldugu icin transfer ediyor. Transfer ettigi adam mevkisinin dunyada en iyi 2-3 oyuncusundan birisi. Bu takimlar da en tepeye oynadigi icin en iyileri almak zorunda zaten.

    Ama birileri yetistiriyor. Kim yetistiriyor? Guney Amerika ulkeleri. Peki bu guney amerika ulkelerinden Falcao gibi cok kaliteli oyunculari almak icin takimlar kac tane pek gelecegi olmayan oyuncuyu alip, kendilerinin alt yapisi olarak isleyen kulupere para aktariyor?

    Alt yapida yetistirecek genc bulamiyorlar ki yetistirsinler.
    Ispanya'da topu topu 3.6 milyon erkek var 0-14 yaslari arasinda.

    Arjantin'de 5.4 milyon.
    Birlesik Krallik'ta 5.5 milyon
    Kolombiya'da 6 milyon
    Turkiye'de 10 milyon.

    Brezilya'da ise 25 milyon. Adamlar bosuna surekli bu kadar cok sayida kaliteli futbolcu cikartmiyorlar. Bu nufusun en iyilerini alip egitiyorlar.

    Ama tabii bu oyunculari alan ulkeler zengin ulkeler. Genc erkek 3.6 milyon olsa da Ispanya'nin, futbolcu olmayi dusunup egitimini bir kenara itme riskini almayacaktir bu 3.6 milyonun cogu. Onlar da Brezilya, Arjantin, Kolombiya gibi hem kulturlerine yakin, hem de daha alt seviyede gelir sahibi ulkelere para yollayip oyuncu yetistirilmesini tesvik ediyor.

    Bize futbolcu yetistirmesi icin para yollayabilecegimiz bir ulke var mi? Bu dinlerine sadik guney amerika ulkelerindeki genc futbolculara, Musluman bir ulkeye gitmek istermisin diyse sorunca verdikleri cevaplar, bizim Turk oyunculara Hristiyan bir ulkeye gitmek istermisin diye sorulunca verilen cevaplardan farkli olmuyor. Guney Amerikali futbolcular, Ingiltere'ye gitme konusunda bile mirin kirin ediyorlar. Ismael Aissati'nin gecen gun verdigi roportajda cok ilginc bir yorumu vardi. Turkiye'de kendisini rahat hissettigini, her seyi rahatlikla yiyebildigini soyluyor (tabii Hollanda'da domuz yenildigi icin). Bu adam ustelik Hollanda dogumlu. O kulture alismis olmasi gerekir degil mi? Ama gorunuyor ki pek de alisamamis. Firsati bulunca musluman bir ulkeye kacmis.

    Memleketimizde milyonlarca genci yetistirmek dururken parayi yurt disina yollayip, baskasina mi yetistirtecegiz futbolcumuzu? Ayrica kime yetistirtecegiz? Oyle bir ulke olmasi lazim ki oradan Turkiye'ye geldiginde yabancilik cekmeyecek. Ne dil, ne de yasam farkli olmayacak.

    Genc nufusu 1 milyon kisi olan Azerbeycan mi yetistirecek bize futbolcu?
    Veya 3.7 milyonluk genc nufusu olan Ozbekistan mi?
    2 milyonluk Kazakistan mi?

    Onlar yetistirebiliyor olsalar, kendilerine yetistirirler herhalde.

    Bunu yapamiyoruz. Peki ne yapiyoruz. Baska ulkelerin yetistirip, en ust kademeye gidemeyen veya en ust kademede oynamis ama artik orayi kaldiramayan futbolcularini aliyoruz. Ustelik ederinin ustune aliyoruz.

    Sonra baskanlar diyor ki dunya kulubu olacagiz sunu yapacagiz bunu yapacagiz. Hepsi goz boyama. Hepsi yalan.

    Varilan her sonucun bir nedeni vardir. Fransizlar futbol oynayacak Fransiz bulamiyor ki Afrika'daki eski somurgelerindeki gencleri egitip futbolcu yapiyorlar ve milli takimlarinda oynatiyorlar. Belcika da aynisini yapiyor.

    Almanya'da Alman gencler futbola fazla ilgi gostermiyor ki oraya gelmis iscilerin cocuklarini egitip, milli takimlarinda oynatiyorlar. Isvicre ve Avusturya da aynisini yapiyor.

    Ispanyollar futbol oynatacak fazla genc bulamiyor ki Guney Amerika kuluplerine futbolcularin ederinden fazla para odeyip o ulkelerdeki takimlarin futbolcu yetistirmesini tesvik ediyorlar. Italyanlar da tipa tip ayni davraniyorlar.

    Portekizliler de Ispanyollar gibi davraniyor. Ama onlar futbolcunun esas kullanicisi olmak yerine, futbolculara deger katip diger takimlara satan araci kurum rolundeler.

    Ingilizler futbollarini butun dunyaya satiyor. Futbolcularini satamiyorlar ama futbollarini satiyorlar. Butun dunya o ligi izlemek icin para oduyor. O parayi da en iyi futbolculari almak icin harciyorlar. Bu dunya ikinci bir Ingiliz ligini kaldiramaz cunku gelir bolunur. O lig tektir. O ligin kalitesi bir gun duserse, yerine gececek lig de Turk ligi olmayacaktir.

    Biz kendimize bir rol bicmeliyiz. Bu liglerin kotu bir kopyasi olmaya calisarak onlarla yarisamayiz (son 10 yildir da yarisamadik). Onlardan ogrendiklerimizi, kendimize uyarlayip kendimizin kuvvetli oldugu yonleri one cikartarak onlarla yarisir, onlari gecebiliriz.

    Neyse, bu konuda benim fikrim sabit. Gun gectikce de daha sabitlesiyor. Yabanci futbolcu dusmani da degilim kesinlikle. Sadece agizdan dolma Real Madrid soyle transfer yapiyor, bilmem kim boyle transfer yapiyor, bizim kulupler de yapar diye dusunemiyorum. Hayal gucum izin vermiyor.

    Ek: Ayip olan Orhan Sam'in oynamasi degil. Ayip olan Orhan Sam'in Turkiye'nin en iyi (atiyorum) 5. sag beki olmasi. 20-25. en iyi olmasi gerekirken.
    Last edited by perpetua : 08.Aralık.2012 at 01:04

  8. #8

    Default

    Quote Originally Posted by perpetua View Post
    Futbola gorsel solen olarak baktigim icin bu is ikinci sinif yabancilari getirmekle olmaz diyorum.
    Eğer 2. sınıf yabancı benim milli takımımın sol bekinden forvetinden kanat oyuncusundan kalecisinden daha iyi bir performans yada daha fazla yetenek maç içinde bir anda skora etki eden katkıyı yapıosa bende kendi futbolcum yerine onu sahada görmeyi tercih ederim misal Karabüklü Shelton adam evet 2. sınıf hatta belki 3. sınıf topçu ama adamın bir kozu war HIZLI varmı onun kadar hızlı bir topçu milli takım havuzunda. yad Nobre daha Fener'e geldiğinde Alex'in bonusu die dalga geçiolardı hala Keşke Nobre Türk olsa mİLLİ takımda oynatsak diyoruz kalitesine baktığında 2. sınıf demezsin forvet mevkiinde ama Batuhan'dan Sercan Yıldırım'dan daha iyi mi gol sezgileri konusunda evet o zaman varsın Batuhan'a şans verilmesin varsın Sercan Yedek otursun golü nede olsa Nobre atıo

    Ne basit örnekle Fenerbahçe'de bir dönem Atkinson vardı (amacım ezeli rakiplerime taş atmak değil) adam geldi sadece 3 takıma karşı oynadı 6 sınıda de kazandırdı Ali Şen gitti oğlunun altında ki 500 SEL i aldı ona verdi adam takıldı gitti yeter bak futbolun bir görsel güzelliği 6 derbi kazandıran topçu. yada süleymane Youla, giydiği her anadolu takımında BJK'ye gol attığı için en azından alalım bize gol atmasın mantığı ile transfer edilmiş ama 5 maç bile oynayamamış bi forvet buda espiritüel yönü ama sonuçta bir hoşluğu, yada Tabata örneği sonuçta yerel pazarda yabancı satabilme özgürlüğü zamanında ganalı JANSON, Preko gibi vs yabancı kontejanı el kol bağlar hele ki ülkenin gençlerinin önünü açmak onları yetiştirmek masalı ile kadrondaki 10 yabancı senin alt yapında yada Türkiye'nin ücra köşesinde keşfettiğin yeteneğe şans vermene engel olmaz aksine o mevkide eğer güvenilirse bu çocuk beni yüz üstü bırakmaz oynar derse başka mevkiye eksiği olan yere yabancı transferini 1 fazla yapar sakatlık vb risklere göre mesela Fenerbahçe en az 2 sol beke ihtiyacı var ee ülkede sol bek yok o zaman ne yapacak 1 si 1. sınıf diğeri onun yedeği olcak 2. sınıf yabancı alacak en azından Hasan Ali'nin sıfıra kadar inip orta açma korkusu yüzünden bize çektirdiği çile ortadan kalkacak...
    Last edited by heartbreaker007 : 08.Aralık.2012 at 03:52

Mesaj Yetkileri

  • You may not post new threads
  • You may not post replies
  • You may not post attachments
  • You may not edit your posts
  •