Birincisi her çok faul yapan oyuncuya 4-5 kere üst üste uyarı verilmiyor. Bilmiyorum Galatasaray-Beşiktaş maçını izlediniz mi ve o maçta Melo'ya yapılan uyarı sayısı başka herhangi bir maçla örtüşüyor mu? Veya ondan sonra gelen maçlarda Melo'ya verilmeyen kartlar normalde verilmediği için mi yoksa sınırda olduğu için mi verilmedi? Antep maçından Lugano pozisyonu iyi aklınızda kalmış. Benim dediğim iki üç maça da bir geri dönüş yaparsınız.
İkincisi de geri pas verdi diye kimse kimseye kart göstermedi. Topu sektirip kuralı delmeye çalıştığı için gösterdi. Benim fark ettiğim kural hatası falan yok. Hatta futbol izlediğimi de buradan anlayabilirsiniz.
Aslında konuya baştan bir göz attım, kendime çok yakın bir şey gördüm. O da taraftar refleksi. Sırf iş bir oyuncuya binmesin diye, farklı oyuncuları gereksiz yere aynı kefeye koyma (ben o karşılaştırılan oyuncuların hiç birinin rakip taraftarı provoke ettiğini, rakibe saygısızlık ettiğini görmedim) ve varsayım üzerinden "o kadar da yapmıyor." diyerek sevilen oyuncuyu koruma içgüdüsü (verilen örneklere ve son derbide hepimizin şahit olduğu eylemlere rağmen) görebildiğim iki ana örnek. Hatta buna ek olarak argümanın bitip karşı saldırıya geçme durumunu da örnek gösterebiliriz. "Hüseyin Göçek hani sizi sevmezdi? Bak atmamış Lugano'yu." Ki aynı maçta hakem üç penaltımızı vermemişti vs. önemli değil orası.
Ben kimseye laf falan yetiştirmiyorum. İşinizi ciddiye aldığınız tartışmalarda ortaya koyduğunuz verilerden belli. Fakat bir handikapınız var ve o handikapla da objektif olunmuyor malesef.



