https://www.youtube.com/watch?v=akzv9g_5Hzk
Mancini hocam,vermiş coşkuyu :n:
Özgür'ün dediği gibi bu kulaklar ''Rerere rarara Gassaray Gassaray cimbombom'' tezahüratını özledi,bu maçta ki gibi.
Printable View
https://www.youtube.com/watch?v=akzv9g_5Hzk
Mancini hocam,vermiş coşkuyu :n:
Özgür'ün dediği gibi bu kulaklar ''Rerere rarara Gassaray Gassaray cimbombom'' tezahüratını özledi,bu maçta ki gibi.
Ultaslan rezalet bi grup oldu çıktı kimse kusura bakmasın.
Geçen gün maç bitimi şimdi daha yüksek sesle Mancini istifa diye twett attılar. Hayır bu tweti kimi temsil ederek atıyor? Yani onların böyle bi twit atmaya hakkı var mı? Bence yok. Ama yine söylüyorum reisler öyle istiyor. Kim bilir nasıl bi çıkar çatışmaları oldu yönetim veyahut mancini ile. Ciddi anlamda saçmalıyor Ultraslan. Klübün sahibi sanıyorlar kendilerini.
Kendilerini temsil ederek atıyorlar, bütün Galatasaray taraftarı adına değil. Yönetimle çıkar çatışması olayını bilemem ama Mancini'yle öyle bir şey mümkün değil zaten mantıken. İstifa istemek bir protesto şekli bunun sahip sanmakla alakası yok. Eylemler daha da büyür farklı hale gelirse o zaman iş değişir tabii ki.
UEFA'dan Galatasaray'a çok ağır ceza !!
http://www.3puan.com/content?id=1714
abooo nasil ceza o öyle ya cokmus :)
Baya vermişler yahu, bu miktarın altından kalkamayız biz :zuhaha
Erkek basketbol kaldı bir de, şampiyonluk zor gibi gerçi ama. Ünal Aysal gitsin demiyor kimse zaten abi, yönetimine bir çeki düzen vermesi lazım, eski yönetimi aratıyorlar bize.
FFP cezası olayı böyleyse güzel, şimdilik ucuz atlatmışız. Diğer takım taraftarlarının yaptığı mail organizsyonu yüzünden bile vermiş olabilirler, sizin yüzünüzden esas işlerimize bakamıyoruz diyerek. :D
Dün KAP'a yapılan açıklama da güzel. Denizbank ile bir Rus bankasının anlaşma yaptığı, bunun da Gazprom ile alakalı olduğu söyleniyor. Sponsorluk haberinin kaynağı o olabilir. İsimden ziyada en çok para ve prestiji getirecek firma olmalı sponsor, ne yazacağı çok da önemli değil.
Gazı alıp CL'de alehimize yapılan hakem hatalarını en aza indirmek lazım. Koskoca turnuva sponsorunun takımı böyle ucuz bir şekilde elenecek değil ya :n::n:
Beşiktaş'ın aynı sebepten 1 yıl men aldığı durumda Galatasaray 200 Bin Euro ile kurtuluyor. Sevinilecek bir durum yok. PSG ve City ceza almasın diye kimseye korkularından ceza verememişler. Sonra haktan, hukuktan, adaletten bahset. Beşiktaş'ın yöneticileri çok sert açıklama yapmalı, İsviçre Mahkemeleri'ne gitmeli. Adalet bu kadar manipüle edilemez.
Haber yalanlanmış. 9 Mayıs'ta resmi açıklama yapılacakmış.
http://s14.directupload.net/images/130627/jezctcj5.swf (temsili)
Gelip gelip gereksiz cümleler yazmaktan bıkmadın abi,ne yapacaksan git Antu'da falan yap.
İşin anca laf olsun,torba dolsun,başka bir şey değil.
Önce üslup. Hiçbirinizin yakın arkadaşı değilim. Bu şekilde bir hitabı asla kabul edemem.
Gereksiz mi? Gereksiz olan tam olarak nedir? Tahrik ediyorsunuz şu anda. Neden kızdırmaya çalıştığınızı da anlamıyorum. Hatalı olduğumu düşündüğünüz yer neresi? Bunu söylemektir tartışmak. Ben söyleyeyim. Çünkü öyle bir yer yok.
Gayet mantıklı ve düzgün bir üslup ile düşüncelerimi yazıyorum. Kabul etmek istemiyorsanız kızmak yerine anlamaya çalışarak karşı düşüncenizi yazabilirsiniz. Şu anda bu yazılanın hiç bir anlamı yok. Bu kadar basit bir şeye kızıp, sözde tahrik olup ahlaksızca bir şeyler yazacak kadar aciz bir adam olmadım hiç. Beni kızdırmaya çalışmak yerine UEFA'nın yaptığı iddia edilen hukuk katliamını legalize etmemeye çalışmanız çok daha mantıklı bir iş olur.
Tartışmak anlamaya çalışmaktır; fanatikçe bir görüşü korumak için karşı tarafı küçük düşürmeye çalışmak değil.
Aslında anlaşılamayacak bir tarafı yok ama insanoğlu hayatta yapabileceği şeyler sınırlı olunca kendine hobi üreterek zaman öldürüyor. Sonra bunu kişiselleştirip amacı haline getiriyor. Futbolun bir araçken amaca dönmesi gerçekten çok tuhaf. Futbol için kavga edilmez. Sporun amacı fiziksel aktivite içinde eğlenmek. Eğlenmek amacı içerisinde kavga etmek oldukça abes zaten. Bazen niye izlediğimiz bile saçma geliyor. Para ödediğim şey için birileri hiç haketmediği halde milyonlar kazanıyorken yetenekli olduğu halde üç kuruşa talim ediyorsam bu kabl edilebilecek bir şey olamaz. Diğer taraftan da Beşiktaş'ın aldığı ceza canımı sıkıyor. Vicdanınızın sesini dile getirmek suç ise hiç kimse Deniz Gezmiş'ten bahsetmesin. Hiç samimi olmayacak çünkü.
Beşiktaş yalan beyanattan ötürü FFP nedeni ile ceza aldı.
Kupayı iade edelim diye söz verdikleri için iyi niyet göstergesi kabul edildiğinden izin verildi gibi anlamsız bir nedene bağlanmıştı. O dönem neler oldu kimse bilmiyor açıkçası.
FFP denilen olay bu sene uygulanmaya başlayacak diye biliyorum ben de. Teknik olarak aynı sebep olması mümkün değil. Belki aklımda yanlış kalmıştır, tam emin değilim. Cuma günü UEFA açıklayacak, aynı sebepse ona göre ceza verirler zaten, kimse de kalkıp laf söylemez.
İşin komik yani, Beşiktaş da bu sene Avrupa Kupalarına katılacak ve onların da mali durum hiç de iç açıcı değil ama nedense hiç haber çıkmıyor. Kendilerine oldu mu her şeyden yırtmak isteyenler, bize geldi mi adalet bekçisi oluyorlar bir anda.
Umarım bu Cuma hiç ceza almadan atlatırız, biz sevinirken, diğerleri üzülür. 2 gün daha bekleyelim, kesin açıklama olmadan da iddialı olmamak, timsaha gelmemek lazım başkaları gibi. Sonra büyük rezillik oluyor.
Ekleme:
http://spor.milliyet.com.tr/besiktas...80/default.htmQuote:
UEFA tarafından 30 Haziran 2011 ve 30 Eylül 2011 dönemlerine ilişkin olarak gerçekleştirilen denetimde Beşiktaş, UEFA Kulüp Lisans ve Finansal Fair Play Kuralları’nın 65. maddesindeki, ”Futbol kulüplerine vadesi geçmiş borçların olmaması” ve 66. maddesindeki ”Çalışanlara ve/veya vergi dairelerine vadesi geçmiş borçlarının olmamasına” ilişkin hükümlerle ilgili olarak, mevzuat ihlali gerçekleştirmiş olma ihtimali nedeniyle disiplin kuruluna sevk edilmişti.
Sebep bu şekildeymiş, bizim diğer futbol kulüplerine vadesi geçmiş borcumuz var mı bilmiyorum. Vergi borcu aynı. Demirören için evrakta sahtecilik yaptığı söyleniyordu. Bizimkiler belki uzlaşmaya giderek ilgili kurumdan borcu yoktur yazısı aldı. Bilemeyiz. Şu anda zaten sadece Galatasaray değil, başka kulüpler de inceleniyor. Beşiktaş ile aynı kefeyi koymak hem bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak gibi duruyor, hem de biraz temenni. Neyse bakalım, görelim. Zaten büyük bir ceza alırsak başta Ünal Aysal olmak üzere gereken tepki verilir, kulübü kötü duruma getirenlere sahip çıkacak kadar cahil değiliz.
Galatasaray bütçe açığı (Başabaş aşımına exception gelecekti) yüzünden ceza alır mı bilmiyorum, veriler öyle göstermiyor ama vergi kaçırma cezası sebebi ile geçmiş dönem borcunu yok olarak göstermesi yalan beyanat. Daha önce anlattığım gibi yani.
Saygısızlığın bahanesi olmaz. Özür dilemek çok zor değil.
Senden başka bu vergi konusunda bu şekilde konuşan yok. Bildiklerinden %100 emin misin? Ceza gelmezse UEFA Galatasaray'ı kayırdığı için mi diyeceksin, yoksa demek ki ben yanlış biliyormuşum mu? Transfer, hakem, vergi farketmiyor konu ne olursa olsun olumsuz bir şey olduğunda çok net ve kesin konuşuyorsun hep, tersi çıkarsa ortada yoksun. Sonra da bana karşı neden bu kadar tepki var diye şaşırıyorsun, çok acayip.
Ayrıca bazı kişiler kamuoyunda yanlış yönlendirme yapıldığını söylüyor vergi konusunda. Örnek olarak;
Alıntının kaynağı burasıdır, bence her Galatasaray'lının okumasında fayda var;Quote:
gelelim maliye bakanlığı ile galatasaray arasındaki güncel vergi meselesine.
öncelikle kap üzerinden kulübün yaptığı ilk açıklamayı yazalım.
“şirket finansal tablo dipnotlarında daha önce de açıklandığı üzere şirket'in 1 haziran 2010-31 mayıs 2011 ve 1 haziran 2011-31 mayıs 2012 özel hesap dönemlerine ait hesapları "damga vergisi, katma değer vergisi ve kurumlar vergisi tevkifatı" kapsamında maliye bakanlığı vergi müfettişleri tarafından incelenmiştir. ilgili inceleme kapsamında tespit edilen bulguları ve bu bulgulara ilişkin şirket'in beyanını içeren 13 ocak 2014, 17 ocak 2014 ve 17 ocak 2014 tarihli 3 adet vergi inceleme tutanağı düzenlenmiştir. şirket, bu tespitlerdeki mevzuata aykırı hususlara ilişkin olarak tarhiyat öncesi uzlaşma talebinde bulunmuştur. bu talep sonrası vergi idaresi henüz tarhiyatı yapılmamış olan inceleme sonuçları toplamı olarak yaklaşık 54 milyon tl vergi aslı ve aynı tutarda vergi ziyaı konusunda şirket'i 8 nisan 2014 tarihinde uzlaşmaya davet etmiştir. şirket'imiz daha önceki yıllarda da benzeri vergi uyuşmazlıklarında inceleme aleyhine dava yoluna müracaat ederek veya idare ile uzlaşma yoluna giderek hukuka aykırı inceleme ve değerlendirmelerin önüne geçmiş ve söz konusu tutarlarda büyük indirimler sağlamıştır. yeni inceleme sonuçları da yetkililerimiz ve uzmanlarımız tarafından halen bu bağlamda değerlendirilmektedir. gereken çalışmalar tamamlandığında yetkili organlarımızın idare ile uzlaşmaya ve/veya incelemeler aleyhine dava yoluna gidilmesi konularında alacağı kararlar ayrıca açıklanacaktır.”
yani aslında sadece kulüpte yapılan inceleme sonrası vergi müfettişlerinin tuttuğu üç adet tutanak var. kesinleşmiş ne bir vergi borcu nede cezası var. daha tarhiyat dahi yapılmamış, kaldı ki tarhiyat sonrası bile vergi borcu kesinleşmez mükellefin itiraz ve dava açma hakkı vardır.
maliye bakanlığı bu tür denetlemelerde özellikle de biraz art niyetli hareket ediyorsa yasal boşlukların tamamını kendi lehine değerlendirerek alabileceği maksimum vergi aslı ve cezası üzerinden tutanak tutar. bunu daha önce doğan grubu ve koç grubu’na yapılan incelemelerde de görebilirsiniz.
peki vergi müfettişlerinin galatasaray’ı köşeye sıkıştırmaya çalıştıkları vergi konusu ve kullandıkları yasal boşluklar ne?
müfettişlerin kullandığı yasal boşluklar yazımızın başında da belirttiğimiz, kulüplerdeki iç içe geçmiş dernek ve şirket yapısı ve bu konuda sağlıklı bir yasal düzenlemenin olmaması. bu tutanakların tutulduğu ana konu ise stat gelirleri üzerinde yapılacak vergilendirme. yıllardır sadece galatasaray değil tüm kulüpler stat gelirlerinin bir kısmını bağış adı altında dernek bünyesinde topluyor. konuyu daha da detaylandırmak gerekirse; örneğin kulüpler 1000 tl değerinde bir kombine sattığında bunun 100 tl’lik kısmına şirket adına fatura keserken, 900 tl’lik kısmına dernek adına bağış makbuzu kesiyor. böylelikle 900 tl’lik kısmının vergilendirmesinin önüne geçmiş oluyor. yasal olarak bunda bir sıkıntı yok. ancak maliye bunun kombine veya bilet alan kişilerin isteği dışında zorla yapıldığını ve bu suretle bağış makbuzu kesilemeyeceğini tutarın tamamının şirket üzerinden faturalandırılması gerektiğini öne sürüyor. bu konuda maliye bakanlığı’nın yasal bir dayanağı olmasa da konuyu kamuoyu gündemine getirip kulüpler üzerinde baskı kurmak ve zaman zaman devletin sopasını göstermek için bugün de olduğu gibi inceleme yapmak, tutanak tutmak gibi eylemlerde bulunuyor.
ancak burada asıl dikkat çekilmesi gereken konu şu. söz konusu yasal boşlukları tüm kulüpler kullanmasına rağmen özellikle akp iktidarı döneminde incelenen ve hakkında tutanak tutulan neden hep galatasaray oluyor?
geçmiş yıllarda konu istanbul defterdarlığı tarafından gündeme getirildiğinde üç büyük kulübün çalışanları ile yapılan röportajlar ve hazırlanan haberin bir kısmı aşağıda. bu haber söz konusu yasal boşluğun üç büyük kulüp tarafından da kullanıldığını, konu ile ilgili kulüplerin aynı bakış açısına sahip olduğunu ve eleştirilere karşı aynı izahı yaptığını da gözler önüne seriyor.
--- alıntı ---
maç biletleriyle birlikte alınan bağışların amatör şubelere yapılan yatırımlarda kullanıldığını söyleyen fenerbahçe mali işler sorumlusu tahir perek, ‘‘kulüpler, bu bağış makbuzlarını valilikten özel izin alarak hazırlıyor. stadda ya da biletix aracılığıyla yapılan satışlarda, taraftar makbuzunu almasa dahi, satılan bilet üzerinden makbuzlar kesiliyor ve valilik'e toplu olarak veriyor. çünkü, taraftar makbuzunu almasa da, muhasebeleştirirken bu paralar, mutlaka maç hasılatının içinde gösteriliyor’’ dedi.
biletlerin üzerinde yazan 1 milyon lirayla maç izlenemeyeceğini tüm taraftarların da bildiğine dikkat çeken perek, ‘‘defterdarlık bağış karşılıksız yapılır diyor ama biz de maça girenin otomatik rızası olduğunu savunuyoruz. maçları stattan izlemek isteyen taraftar, kulübüne bağış da yapmak ister ’’ dedi. bu uygulamanın vergi sisteminin sağlıksız olmasından kaynaklandığını iddia eden perek, bu yolla kulüplerin gelirlerini yasal hale getirdiğini söyledi.
galatasaray'ın mali işlerden sorumlu yetkilileri de, kulüplerin dernek statüsüyle faaliyet gösterdiği için bağış toplama haklarının olduğuna dikkat çekerek, ‘‘kulüpler bu nedenle, vergi muafiyetinden yararlanabiliyor. dernekler kanunu'na göre hazırlanan yardım pulları, valilikçe onaylanıyor ve valilik denetiminde işlem yapılıyor. toplanan yardımlar, altyapı yatırımlarında kullanılıyor. bastırdığımız makbuzlarla biz sadece maçlarda değil, istersek sokaklarda da yardım toplama hakkına sahibiz. kanuna göre bu hakkımız olmasına karşın biz sokaktan yardım toplamaktansa, maçlarda toplamayı tercih ediyoruz’’dedi. tüm kulüplerin biletin yanı sıra makbuz karşılığı bağış aldığına değinen beşiktaş yetkilileri de, ‘‘genelde bu maç hasılatlarının yüzde 10'unu bilet, geri kalanını da makbuz karşılığı bağış oluşturuyor’’ dediler.
--- alıntı ---
işin enteresan tarafı fenerbahçe ve beşiktaş taraftarlarının -yukarıda görüleceği üzere- aynı yöntemi kendi kulüpleri de yıllarca kullanmasına rağmen galatasaray’la ilgili tutulan bu tutanakları şikeyle eş değer hale getirecek kadar abartarak gözleri dönmüş şekilde galatasaray’a saldırmaları. aynı taraftarların koç ve doğan grubuna yapılan vergi incelemelerini ve tutulan tutanakları siyasi olarak nitelerken, tüm diğer kulüpler tarafından uygulanan bir yöntem üzerinden sadece galatasaray’a yapılan inceleme ve yazılan tutanakları haklı görmeleri de ayrı bir ikilem. aslında ikilem hafif kaldı, şike ve evrakta sahtecilik gibi rezil suçlardan hüküm giymiş yöneticilerine hesap soramayan, bırakın hesap sormayı sahip çıkan taraftarlar için bu durum tam bir aymazlık.
netice itibariyle tutulan tutanakların hiç bir yasal dayanağı yok. zaten konunun mahkemeye gitmesi durumunda şirket adına kesilen faturaları ve dernek adına kesilen bağış makbuzlarını eksiksiz olarak mahkemeye sunulması durumunda galatasaray’ın davayı kazanmaması imkansız. bu durumda diyeceksiniz ki kulüp neden uzlaşma yolunu tercih ediyor? çünkü eğer davalık olursa tutanaklarda geçen 104 milyon lirayı peşin peşin devlete ödemeniz gerekiyor. daha sonra davayı kazandığınızda yatırdığınız bu para mevcut vergi borçlarınız düşüldükten sonra size iade ediliyor. diyelim ki dava 2 yıl sürdü, sonunda davayı kazansanız da bu para iki yıl boyunca devletin kasasında kalıyor. kulübün haklı olmasına rağmen uzlaşma talebinin altında işte bu gerçek yatıyor.
şimdi birazda uzlaşma talebini değerlendirecek merkezi uzlaşma komisyonu hakkında bilgi verelim. söz konusu komisyonunun tutanaklarda belirtilen vergi aslı ve cezasını tamamen kaldırma da dahil sınırsız yetkileri var. zaten önceki yılların istatistiğine baktığınızda komisyonun önüne gelen dosyalarda vergi cezalarının neredeyse tamamını, vergi asıllarının da % 60’ını sildiğini görebilirsiniz. kulübün haklılığını bir kenara koyup sırf bu istatistikler üzerinden bile hareket etseniz, komisyonun galatasaray’dan maksimum talep edebileceği miktar 20-25 milyon lira gibi bir rakam. ancak galatasaray’ın haklılığı ve hazırlayacağı etkili dosyayı da göz önünde bulundurduğunuzda bu rakam 5 milyon tl civarında bir rakam olacaktır. dava açılması durumunda beş kuruş alamayacağını bilen komisyon galatasaray’ın bir kaç yıllığına da olsa 104 milyon lira temin etme sıkıntısından faydalanarak kulübün de itiraz etmeyeceği yaklaşık dava masrafı kadar yani 5 milyon lira civarında bir bedelle dosyayı kapatacaktır.
tüm bunlara ek olarak galatasaray kap’a ikinci bir açıklama daha yaptı.
“24.03.2014 ve 07.04.2014 tarihlerinde kamuyu aydınlatma platformu'nda yapılan açıklamalarımızda bahsedilen konu ile ilgili olarak, tarafımıza toplam 54.340.834,41 tl tutarında vergi aslı tarhiyatı yapılmış, 69.247.963,90 tl tutarında da vergi ziyaı cezası kesilmiş ve bununla ilgili ihbarnameler tebellüğ edilmiştir. şirketimiz yasal süresi içinde merkezi uzlaşma sürecini başlatmak için gereken başvuruları yapacaktır.”
galatasaray kap'a yaptığı bu yeni açıklama ile haklılığına da güvenerek tarhiyat sonrası uzlaşma yolunu seçtiğini kamuoyuna duyurdu. bu açıklama özelinde de yukarıda yazdıklarımız geçerliliğini koruduğu gibi merkezi uzlaşma komisyonu ve galatasaray'ın tutumunda da her hangi bir değişikliğe sebep olmayacaktır.
http://www.rerererarara.net/sozluk.php?id=1475988
Kusura bakma demekten ne anlıyorsun bilmiyorum ama özür dilerim.
Yine de söylediklerimin arkasındayım.Ben 3 yıldır buradayım,senin kadar her konuda bilgili birisini zor gördüm ancak senin kadar fanatik,tek taraflısını da görmedim.Yazdığın şeyler ne kadar uzun ve bilgi içerikli olsa da sonuçları hep yazdığının tersi oluyor.
Bir de şu var,ortada tescillenmiş bir şike kararı var (gerçek veya değil orası ayrı), sen buna inanmıyorsun.
Konu Galatasaray oldu mu en ufak bir şeye inanıyorsun yok mahkeme,yok gereği yapılmalı,adalet,hak,hukuk falan ne aleyhineyse sorgusuz sualsiz inanıyorsun.
Aynen senin dediğin gibi,biraz samimi davran lüften.
Aziz Yıldırım'ı paylaşmamın nedeni de senin aynen onun gibi olman.Bir şeyler söylüyor ama ortada olan biten bir şey yok.
Güzel özetlemişsin, bir tarafta bir olay (şike) olduktan sonra yorum yapıp fikir beyan edenler var. Bir tarafta sürekli karalama yapıp, iftira atıp, iddialarda (vergi kaçırma) bulunanlar. Gerçekleşmediği zaman da ya bahane (UEFA arkalarında, işte bunlar hep Fransız) buluyorlar ya da buhar oluyorlar.
Bu arada kendisinin antuda üyeliği var zaten, ben ara ara bakarım o siteye gülmek için. Son dönemde pek göremedim ama orada da yazıyordu sonuç olarak.
'Antu'da üyeliği var, orada yazıyor zaten' kadar saçma bir karalama görmedim :D Bir nevi fişleme bu da, orada yazanları çok anormal insanlar gibiymiş gösterip, bak bu da orada yazıyor demek.
Bu arada biz de sürekli GS forumlarını okuyup gülüyoruz ama gelip burada onlara gülmek için okuyorum demiyoruz. Mesajlarında sürekli bir rakip takımı ya da taraftarını küçük düşürme çabası var, sıkıcı bir hal aldı artık. Vaktim olsa hepsine tek tek cevap vermek isterdim ama malum sınav dönemi.
Ne alaka, git antuda yaz demiş, ben de zaten yazıyor dedim.
Gülmek güzeldir, ne mutlu sana. Senin demiyor oluşun benim de diyemeyeceğim anlamına gelmiyor ama. Tercih meselesi sonuçta. Sıkıldıysan mesajlarımı okumama, uyarı butonu kullanma gibi seçenekler var. Sınavlarında başarılar.
Burada yazılanlar nasıl kanıt olabiliyor? Bu bir yazı sonuçta. Fikir beyan edilmiş. Nasıl bir kamuoyu yanıltması olabilir? İbraz edilen bir vergi borcu gerçekte var. İnternette faturalar var paylaşılmış. Bilerek gerçek bedelinin yarısından daha azı kesilmiş, geri kalanı bağış adı ile alınmış. Kanıtsız demek gerçekleri saptırmak oluyor sadece. Bağış adı altında gerçek bedelin bir kısmını elde etmek vergi kaçırma yoludur. Tespit edilmiş ise geçmiş olsun. Kanunun açığı diyorsa, her kulüp yapıyor neden yapmayalım diyorsa vergi kaçırdığı kabul ediyor demektir. Vergi kaçırmıyoruz, masumuz diye yazdıklarını kendisi tekzip ediyor bu yazı. Her kim yazdı ise kendisini masum olduğunu inandırmaya çalışmış ama kendisi bile inanmadığından açık açık yazmış vergi kaçırıldığını.
Mehmet Şimşek: "Galatasaray da dahil hiç bir spor kulübüne vergi affı yok, Transfere ve futbolculara milyonlarca dolar ödüyorlar, vergi de ödemek zorundalar."
https://pbs.twimg.com/media/BnB9XwkIcAA6poT.jpg
PSG ve City'nin ceza almaması için iddia edilen hukuk katliamından bahsettim. Tabi hiç kimse ceza almıyorsa Galatasaray da kayrılmış olacak. FFP başvuru kurallarında geçmiş dönem borcu olmaması ana kural zaten. Başvuru bile yapılamaması gerekiyor.
Tersi çıkarsa ne demek? Kanunlar, kurallar uygulanmıyorsa yanlış mı söylemiş oluyorum? Bunun adı hukuksuzluk olur, yanılmam değil.
Şike davasında gerçek bir kanıt yok. Aksi kanıtlanamayacak kadar kesinlik içeren bir kanıt yok. Varsayımlar üzerine yargılandı bu insanlar. Cezalarının sebebi, sadece iddia edildiği suçları yapmadığını kanıtlayan belgeler olmaması. Esas kanıtlayan belgeler de yokken yargılanmasını kabul edemem. Nasıl Deniz Gezmiş keyfi idam edildi ise, Aziz Yıldırım da keyfi yargılandı. Hukuk katliamı yapıldı. Deniz Gezmiş'in gerçekte banka soymuş olduğunu da pek bilen yoktur. Ona rağmen biz Deniz Gezmiş'e yapılan bu katliamın faillerinin suçlarını çekmesini istiyoruz. Hukukta masumiyet karinesi esastır.
Aziz Yıldırım'ı swfsi paylaşıyor olmanız bana saygısızlıktan ötürü. Kendisine olan nefretinizi bana karşı kullanıyorsunuz. Bahane üretmeyin lütfen. Aziz Yıldırım'ın yakını değilim. Gerçekten suçu olanı asla korumam.
Konu Galatasaray olunca değil, konu ne olursa olsun kanıtlar ile kesinlik kazanıyorsa suçu olanın cezasını çekmesini arzu ederim. Galatasaray ceza alabilir diyene hemen tepki göstermeniz, kabul etmemeniz Galatasaray'ın zarar görmesini istememenizden kaynaklı bana karşı düşmanlık göstermenizden. Hayal gücünüzde yaratıyorsunuz illegalliği meşru saydığımı ve keyfi düşmanlık yaptığımı.
Aziz Yıldırım gibi kanıtların kesinlik içermediği halde suçlu bulunan insanların kendilerini savunmasını hor görmek demokrasi ile bağdaşmıyor. Herkesin kendisini savunmaya hakkı vardır zaten.
Şike yapan takımın küme düşmesi gerektiğini, yapanların futboldan men edilmesi gerektiğini her zaman düşündüm. Aksini ifade ettiğimi göremezsiniz zaten. Aziz Yıldırım'ın masum olduğunu düşünmem ne zamandan beri suç oluyor? Ortada kanıtlanan bir suç olsa hiçbirimiz böyle düşünmezdik. Balyoz davası ortada. İnsanlara bu dönemde keyfi kumpas kurulduğu gerçeğini kabul etmemek yanlış olur. Galatasaray'ın aldığı bu cezanın temelinde bulunan bağış makbuzlarının gerçek olmadığını iddia edeniniz var mı? Yoksa, siz de vergi kaçırıldığını kabul ediyorsunuz demektir.
Samimi olduğumu kanıtlamak zorunluluğu hissetmiyorum. Şahsen tanıyanlar samimi olduğumu zaten biliyorlar.
Fikir beyan etmenin hiç bir tarafı suç olamaz. Herkes fikir beyan etmekte özgürdür. Galatasaray'ın vergi kaçırma cezasına iftira ediyorsunuz derken, Fenerbahçe yöneticilerine verilen şike cezalarına gerçek olmadığını düşünenleri suçlamak ile anlatmaya çalıştığınız çelişiyor. Gerçek olmadığına ikna olduğunuz her düşünceyi açıklamaya çalışabilirsiniz. Bunu tartışmak hiç hoşuma gitmedi.
Antu'da üyeliğimin olmasının neresi komik? Gülmek için yazdıklarımı okuduğumu söyleyerek aşağılamak için çaba göstermeniz (ima etmeniz), tahrik etmeye çalışmanız hiç hoş değil. Gerçekten yakışmıyor.
Ben kanıt veya gerçek doğru budur demedim ki. Senin gibi büyük konuşma huyum yok, hele %100 emin olmadığım konularda hiç yok. Senin ki de fikir yazısı.Quote:
Burada yazılanlar nasıl kanıt olabiliyor? Bu bir yazı sonuçta. Fikir beyan edilmiş. Nasıl bir kamuoyu yanıltması olabilir? İbraz edilen bir vergi borcu gerçekte var. İnternette faturalar var paylaşılmış. Bilerek gerçek bedelinin yarısından daha azı kesilmiş, geri kalanı bağış adı ile alınmış. Kanıtsız demek gerçekleri saptırmak oluyor sadece. Bağış adı altında gerçek bedelin bir kısmını elde etmek vergi kaçırma yoludur. Bunun kurtuluşu da mümkün olamaz. Tespit edilmiş ise geçmiş olsun. Kanunun açığı diyorsa, her kulüp yapıyor neden yapmayalım diyorsa vergi kaçırdığı kabul ediyor demektir. Vergi kaçırmıyoruz, masumuz diye yazdıklarını kendisi tekzip ediyor bu yazı. Her kim yazdı ise kendisini masum olduğunu inandırmaya çalışmış ama kendisi bile inanmadığından açık açık yazmış vergi kaçırıldığını.
Mehmet Şimşek: "Galatasaray da dahil hiç bir spor kulübüne vergi affı yok, Transfere ve futbolculara milyonlarca dolar ödüyorlar, vergi de ödemek zorundalar."
Aynı Mehmet Şimşek zamanında Galatasaray'ın vergi borcu yok diye tweet de atıyordu. :)
Benim dediğim kesin doğru diyorsun yine her zamanki gibi. Ceza gelirse, haklı çıkacaksın. Gelmezse sen yanılmış değil, hukuksuzluk olmuş olacak. Şike savunmasındaki mantığa çok benziyor. Biz de ceza gelirse hükümet oyun oynadı, yönetim onlara karşı olduğu için onlar yüzünden ceza aldık mı diyelim? Başbakan'ın rengi zaten belli, kişiler ile kurumlar ayrılmalı diyerek kanıtlamıştı zaten, şaşırtmadı mı diyelim?Quote:
PSG ve City'nin ceza almaması için iddia edilen hukuk katliamından bahsettim. Tabi hiç kimse ceza almıyorsa Galatasaray da kayrılmış olacak. FFP başvuru kurallarında geçmiş dönem borcu olmaması ana kural zaten. Başvuru bile yapılamaması gerekiyor.
Tersi çıkarsa ne demek? Kanunlar, kurallar uygulanmıyorsa yanlış mı söylemiş oluyorum? Bunun adı hukuksuzluk olur, yanılmam değil.
Benim mantığım belli, ceza gelirse, demek ki bizimkiler bir halt yemiş. Tüm sorumluları defolsun gitsin. Ceza gelmezse de demek ki bir suç yok.
Fikrini beyan ediyorsun zaten, ben sadece sürekli aynı şeyin olmasından bahsediyorum. Konu ne olursa olsun, farketmiyor. Daha doğrusu şöyle diyeyim, senin herhangi bir Galatasaray konusunda mesajını gördüğün zaman kesin olumsuz bir şey yazdığını düşünerek giriyorum. Bir kere bile şaşırtmadın.Quote:
Fikir beyan etmenin hiç bir tarafı suç olamaz. Herkes fikir beyan etmekte özgürdür. Galatasaray'ın vergi kaçırma cezasına iftira ediyorsunuz derken, Fenerbahçe yöneticilerine verilen şike cezalarına gerçek olmadığını düşünenleri suçlamak ile anlatmaya çalıştığınız çelişiyor. Gerçek olmadığına ikna olduğunuz her düşünceyi açıklamaya çalışabilirsiniz. Bunu tartışmak hiç hoşuma gitmedi.
Antu'da üyeliğimin olmasının neresi komik? Gülmek için yazdıklarımı okuduğumu söyleyerek aşağılamak için çaba göstermeniz, tahrik etmeye çalışmanız hiç hoş değil. Gerçekten yakışmıyor.
Antu konusunda benim yazdığımla senin anladığın arasında fark var. Bana göre antu genel olarak komik bir site. Seni orada takip ettiğim falan yok, genel olarak göz atarken mesajlarını gördüm sadece. Nickin aynı çünkü. Yani özellikle senin mesajlarını okuduğum falan yok. ;)
Ceza gelmezse suçlu olmadığımız ortaya çıkar mantığı, 17 Aralık soruşturmasında ortayan çıkan delillere rağmen seçimlerde tek parti çıkarak suçlu olmadığımız ortaya çıktı diyen hükümetin mantığından pek de farklı değil. Bu cümle teşbihti, aynı şey değil elbet. UEFA'nın City ve PSG'i koruması için kimseye ceza vermemesi ihtimali yanıldığımı göstermez. Suçun varolup olmaması farklıdır, ceza verilip verilmemesi farklıdır. Sizin görüşünüze da saygı duruyorum ama tek istediğim tartışmacılara haksız ithamlarda bulunmayarak anlamaya çalışmanız. Tartışmayı baltalamaya çalışmamanız.
Karar veren kurumlara güvenmek zorundayım. İnsanların beyanlarına bakarak suçlu/suçsuz demek moda oldu. Katili de, tecavüzcüsü de suçsuzum diyor zaten. Sen kararını çoktan vermişsin zaten, o gördüğün makbuzlar photoshop olabilir en basiti ama tabii böyle bir ihtimal yok değil mi? 17 aralık ve hükümet üzerinden verdiğin örneğe, işte şampiyon olduk masumiyetimiz bir kez daha kanıtlandı diyenler çok daha iyi oturuyor bence.
UEFA'nın City ve PSG'yi koruması senin varsayımın. Bunlar Arap sermayesi ile desteklenen kulüpler, bunları koruyacak olan UEFA FFP'yi de başlatmaz ve uygulamazdı. City ve PSG önermesini benim mantığım almıyor bu sebeple. Ortaya konulanlar çok yetersiz.
Şike için kanıt yok diyorsun, şikenin kanıtı diye bir şey yok zaten. Kendi kalelerine hücum mu edecek rakip takım? Şike yaptığını itiraf eden adamın kendi kalesine attığı golün görüntüsü var başka bir ülkede, adam itiraf etmese maçı izleyen kimse şüphe bile etmez.
Söylediğin gibi isimlere bakmıyor olsan gerçekten, tapelerde spora ve ahlaka bakış açısı çok net şekilde ortaya konan Aziz Yıldırım ve kurduğu yapıyı savunamazdın. İnsanların kendi takımlarının küme düşmemesini, şampiyonluklarının elinden alınmamasını, şikeci yaftasının yapışmamasını istemesini anlıyorum da, bunu meşrulaştırmak için verilen çabaları anlamıyorum. Strum Graz maçını kullanarak kendini savunan adamı savunmak çok acı.
Photoshop mu? Bu soruşturmanın açılmasını sağlayan bu belgeler oldu zaten. O belgelere hadi inanmayalım ama bu konuda belgeli bir suç duyurusu üzerinden işlem yapıldığını halihazırda biliyorum. Yapılan işlemin bağış olmadığını düşünüyorsanız bunu tartışabiliriz elbet. Burada yanlış bir taraf yok.
City ve PSG'yi koruması gerçek değil diyorsanız, FFP'nin cezalarının ne zamandır para cezası olduğunu da öğrenmek isterim. Bir kanunu çıkartmak başka, uygulanmasını engellemek başka. Zaten esas mesele bu. Varolan kanunların uygulanamamasıdır esas sorun. Hiç kimse kanun çıkarken kendisine ileride dokunabileceğini düşünmez. Dokunduğu zaman tepki gösterir. 6+2 meselesi gibi. Resmi bir açıklama olmadan konuşmak hâlâ doğru değil aslında.
Kanıt olmadan insanları yargılayacak isek herkes keyfi yargılanabilir. İçinde bulunduğumuz rejim totaliter bir rejim mi, demokrasi mi? Hukukta masumiyet karinesi esastır diyorum ama diyorsunuz ki şikenin kanıtı nasıl olacak? O zaman herkesin yargılayın gitsin, herkes suçlu, masum olan hiç yok. Suçlu olan ile suçsuz olanı ayırmıyorsanız hukukun olmasının ne anlamı var? Fenerbahçe ile ilgili kesinlik içeren bir kanıt yok. Dediğim gibi varsayımlar ile yargılandı bu insanlar. Şampiyonluğun herhangi bir kanıt olması zaten mümkün olamaz. Çok alakasız şeyler bunlar.
Aziz Yıldırım'ın kendisini savunmak başka, haksızca yargılandığını söylemek başka. Dediğim gibi Deniz Gezmiş banka soygunu yapmış olmasına rağmen işlediği atfedilen suçun gerçek olmaması nedeni ile idam edilmesinden ötürü yıllardır kendisini savunuyoruz. Aziz Yıldırım'ın karakterini savunmuyorum. Dava nedeni ile Aziz Yıldırım düşmanları bile forza Aziz Yıldırım dediler. Bir organizasyonu ele geçirmek için kumpas kurulmasını kimse kabul etmez.
Ben olaya Avrupa kulüplerinde olduğu gibi bakıyorum. Neymar transferinde usulsüzlük var denildi, Barca başkanı istifa etti. Ne oldu sonra, adam aklandı. Zamanında Cemal Nalga olayı patladı, üstelik hazırlık maçında saçma sapan bir olay. Konudan haberi bile olmayan Yiğit Şardan istifa etti. Şimdi de varsa bir suç, varsa bir kanunsuzluk hem cezası neyse verilsin hem de sorumluları istifa etsin, bedelini ödesin isterim. Ceza falan gelmezse de kimse kusura bakmasın, City ve PSG yüzünden yırttınız demek resmen iftira ve ithama girer. Bu da fikir beyan etmeyi bariz olarak aşıyor.
FFP bu sene ilk defa uygulanıyor ve geçiş dönemi olacağı için UEFA'nın bu seneye mahsus alternatif çözümler ürettiği söyleniyor. Ben tüm kuralları ve yaptırımları okumadım, bilmiyorum. Ayrıca senin dediğin mantıkla bakarsak FFP'ye gelmeden bizim ülkemizde yapıldı zaten bu. 58. madde değiştirildi bir gece yarısı. Kanunun çıkmasında katkı sağlayanlar radara yakalandı, kanun değişti. UEFA'da iki kulüp için bu yola giriyorsa zamanında men yiyenler uyumasın, hakkını arasın. Beşiktaş'ın başkanı, yöneticisi bir tek açıklama yapmıyor bu konuda, taraftarı bir şey demiyor, ne hikmetse Fenerbahçe'liler ama Beşiktaş diyor? Olay hak ve hukuk mu, yoksa Galatasaray ceza alsın, bizim gibi men edilsin de azıcık keyiflenelim mi?
Soruyu tekrar soruyorum, şikenin kanıtı nasıl bir şey, nasıl olabilir? Söyle bileyim. Ben düşünüyorum, bulamıyorum. Siz sahaya bakıp tertemiz diyorsunuz, burada şike konusu açıldığında konu içinde olsun, özel mesajla olsun bana teşekkür edenleri unutmadım ben. Çünkü ben de maçlara bakmış ve temiz demiştim. Sonra tapeleri okudum, ben o insanlardan herşeyi beklerim, şike gibi konularda PA'ları 200 benim gözümde.
Neyseki mahkemeler olsun, UEFA olsun şikeye böyle bakmıyor. Sahaya yansımış, yansımamış demiyor de hak eden, hak ettiği cezayı alıyor.
Ayrıca senin kulübün zaten ele geçirilmiş, bir şahıs tarafından kalkan olarak kullanılıyor zaten.
1- TFF dedi ki ''teşebbüs var,sahaya yansımadı.'' , Uefa 2 yıl ceza verdi,CAS'a başvurdunuz reddedildi,üstüne yargıtay da onadı bu davayı.Onama süresi ne kadardı ? 1 yılı aşkın bir süreç.Hemen kırarlardı kalemini olur biterdi,niye o kadar beklesinler keyfi bir kararsa bu ?
Sizin ''gerçek kanıt'' kabul etmediğiniz şeyi hukukçular gerçek kanıt kabul etmiş demek ki.Farkındaysan ben bu konuda kesin bir şey söylemiyorum senin gibi.Deniz Gezmiş ile Aziz Yıldırım'ı kıyaslamak da ayrı bir komedi olmuş.
2-Aziz Yıldırım swfsi paylaşmam sana saygısızlığımdan değil,senin davranışından dolayı,aynı onun gibi fikirlerin,yazıların var.Benzettim,paylaştım,çok da benziyor bence.
3- Galatasaray bir halt yemişse cezasını çeker,bizde yapanları eleştiririz.Senin zaten ''Galatasaray ceza alabilir'' gibi ihtimalli bir cümle kurduğuna rastlamadım.Hep kesin ve net konuşuyorsun,çoğu zaman da tepkiyi bundan dolayı alıyorsun.
4- Zaten hak hukuk olsa Aziz Yıldırım şimdiye içerideydi,ne zaman içeriye girecek bu adam ? Ne yeniden yargılanması yahu ? Zaman kaybından başka bir şey değil.Gereksiz buluyorum,bu adam yeniden yargılansa o kadar süre dışarı da kalsa,yeniden yargılanmanın sonunda tekrar suçlu bulunsa nolacak ? Zaten hakem odası basmayı alışkanlık edinmiş bir adamın,hakimlerin-savcıların odasını basmayacağını nereden bilelim ?
5-Ben Nisan ayına kadar ''acaba hükümet Aziz Yıldırım'a bir kumpas kurmuş mudur ? '' düşünüyordum ancak Mahmut Uslu'nun olsun Aziz Yıldırım'ın olsun özellikle Nisan'ın başından beridir iktidara,başbakana karşı samimi tavrı tamamen yok etti o düşüncemi,hükümet karıştıysa bu davaya,Aziz Yıldırım'ın lehine karışmıştır diye düşünüyorum artık.İkili oynamayı çok iyi becerdi Aziz Yıldırım ama ne olduğu belli oldu 3 yılın sonunda.
Başkalarını bilemem ama samimi değilsin bence bu konuda,alakası bile yok.
@europeanconquer
Sorun da o zaten savcılara, hakimlere güvenmediğimizden adil yargılanma istiyoruz kanıt yok ortada ve suç alıyoruz. Sen gelmiş yargıtay onadı şu ceza verdi vs. diyosun. UEFA'nın cezayı polis belgelerine göre verdiğinide söylemişti Aziz Yıldırım. Yani sonuçta bu adamlara dosyalar gidiyor orada yazana göre ceza veriyorlar gelip kendileri delil aramıyorlar. O sebepten hukukçuların şu aşamada kabul etmesi pek bişey değiştirmiyor lakin somut delil de yok ortada.
Hukukta her bir davanın uzun bir süreci vardır; davanın bulgularının araştırılması, Polis fezlekesi oluşturulması, bilir kişi raporu, savcının mütalaası gibi. Her bir davanın ardından başka bir dava görülür ve bu iş yükü her gün büyüyor. Bir celsede biten davalar boşanma davaları gibi basit davalar olabiliyor. Basit anlaşmazlıkta bile davalar 1 yılı bulabiliyor. Düşündüğünüz kadar baside indirgenemez.
Hukukçular gerçek kanıt kabul etmiş tezi, gerçek kanıt olduğunu göstermiyor. Varsayımlar ile yargılandığını söylüyorum ama kanıtın nasıl bir kesinlik içerdiğini dahi ifade etmiyorsunuz.
O swf bana saygsızlıktı, Aziz Yıldırım'a saygısızlıktı. Küçük düşürmeye yönelikti.
Düşündüğümü ifade ediyorum. Ceza alabilirden kastedilen zaten söylediklerim. %100 FFP'den ceza alacak, duruşmayı takip ettim gibi ifadeler mi kullandım? Kurallar ceza almasını gerektiriyorsa ve açık, net ise ceza alması gerektiğini söylemek asla abes olamaz.
Size göre zaman kaybından başkası olmayan başkasına göre doğru olabilir. İnsanlara saygı göstermeye çabalamayı öğrenmeniz gerekiyor. Suçlu bulunmaz ise ne olacak? Aziz Yıldırım'ın karakteri başkadır, kendisine atfedilen suçların gerçek olmaması başkadır. Hakimlerin, savcıların odasını basmak nedir? Jandarma'nın, Polis'in korumasındaki devlet görevlilerini tehdit edeceğini öngörmek iftira olur. Hiçbirimiz burada daha henüz yaşanmamış bir olayı gelecekte yaşanabilir gibi göstermiyoruz. Hoş bir davranış değil. Aziz Yıldırım'ın karakterinden hoşlanmıyor olabilirsiniz ama Deniz Gezmiş de banka soygunu yapmıştı. İnsanlar sadece yaptıkları ile yargılanmalılar. Aksi durumda siz de aynı durumda kaldığınızda nasıl kendinizi savunabileceksiniz? Sizi sevmeyenlerin size kurulan kumpası ortaya çıkarmaması hoşunuza gider miydi? İnsanların karakteri başkadır, yaptıkları başkadır. Mesele seviyor, sevmiyor olmanız değil.
Teşbihte hata olmaz. Deniz Gezmiş ile Aziz Yıldırım'ın durumları örnek gösterilebilir.
Farkındaysan ben bir yorum yapmıyorum,olağan şeyleri söylüyorum.Bu argümanı sunmamın nedeni senin de kanıtları kabul etmemen keyfi demen.Bana göre de keyfi olan bir şey bu kadar uzun sürmez,basite falan indirgediğim yok.
Swf sen nasıl algıladıysan öyledir.
Aynen ona benzer bir cümle kurdun.
Öngörü bile yapmadım ben,varsayımda bulundum.Quote:
Beşiktaş'ın aynı sebepten 1 yıl men aldığı durumda Galatasaray 200 Bin Euro ile kurtuluyor. Sevinilecek bir durum yok.
Fazla uzatmak istemiyorum artık tartışmayalım sen kendince haklısın.
Kurtuluyordan demek istediğim, aslen kurallara göre ceza alması gerekli iken almıyor demekti. Kuralları yorumladım sadece. Beşiktaş aynı durumdan 1 yıl men cezası almışken şu durumda farklı ceza verilmesi hoşuma gitmedi, sadece bu. Aynı şeyleri ikimiz de tekrar etmeye başladık, haklısın. Devam etmemek en güzeli.
Kaldı ki 2 maç, Trabzonspor deplasmanı ve Erciyes ile içeride. Birinin Avrupa Ligi, diğerinin ligde kalma hedefi var. İkisinin de form grafiği iyi, ikisinde de bize ters gelecek oyuncular var. 2.'lik çok zor gözüküyor, biz kalan iki maçtan 3 ya da 4 puan alırız. Beşiktaş Elazığ deplasmanı ve Gençlerbirliği ile içeride oynuyor. Elazığ'ın hedefi var ama son maçları bize göre daha rahat. Futbolumuz her maç daha da kötüye gidiyor, işimiz bireysel performanslara kalmış durumda...
#REKOR
Galatasaray Spor Kulübü,
Tarihinde bu sene tüm branşlarda,
86 Madalya,
17 Kupa,
2 de Avrupa Şampiyonluğu ile Rekor kırdı.
Ahahahaha beyler :n::n:Quote:
Mancini: "Başkan beni aramış ancak cevap veremedim, şimdi hemen kendisine geri dönüş yapacağım."