Taurasi Aklandı

[yaman76hakanFB]

İsmail, ben ne o günlerde, ne de şimdi, bahsettiğin şekilde yorum yazan rakip taraftarlara kızmadım, kızamam da... Hakkımız yok. Senin yönetiminin oyuncuyu yapayalnız bıraktığı, yönetime tapınan taraftarların başını kuma soktuğu bir ortamda, Fenerbahçe'nin yıldızına niye Beşiktaş ve Galatasaray taraftarı arka çıksın ki? Fenerbahçe taraftarı yıldızını sahiplenmek için ne yaptı? Fenerbahçe yönetimi ne yaptı? Kocamaaaan bir HİÇ... Tekrar ediyorum, "bak gördünüz mü" denilecek birisi varsa, bu asla aleyhte yorum yazan rakip takım taraftarları değil, Fenerbahçe yönetimidir. Bugün Şekip Mostıuroğlu açıklama yapmış: "Biz ona hep inandık." Şimdi bir laf diyeceğim, forum kurallarına ters düşecek... Bunlar bizi sahiden salak sanıyor. Demek ki, inanma ve inanç onların sözlüğünde bizim kitabımızda yazdığından çok daha başka bir anlam içeriyor.


Biraz geriye dönüp baktım da... Neler yazmışız hesabı... Ki belki yazdığım forumlar içinde konuyla ilgili en az yazdığım yer burasıdır. İlk olarak 03 Ocak 2011 tarihinde yazmışım:

Pazar günü aynı doping merkezi Penny Taylor'dan numune alacak oldu. Penny Taylor "vermiyorum, çünkü size inanmıyorum" dedi ve rest çekti. (......) Malesef bu kirli savaşın ortasında Fenerbahçe yönetimi her zaman olduğu gibi oyuncularımızı sahipsiz bıraktı.

Birileri bana bu şubede Didem Akın'ın ne iş yaptığını söyleyebilir mi? Bir mantıklı cevap istiyorum.

Adınız ister Fenerbahçe olsun, ister başka bir takım, alın uyuz TKBL liginizi, bozdurun bozdurun harcayın artık... Taurasi dediğiniz kadın bu lige uykulu haliyle yeter, biraz uyansa EL final-four'u yaptırır, esnese finali domine eder. Olimpiyat Şampiyonu, Dünya Şampiyonu, WNBA Şampiyonu, DÖRT YIL ÜST ÜSTE Euroleague şampiyonu, her ligin ve her organizasyonun sayı kralı ve sonra gelecek, bu uyuz lig için doping alacak? Hemde ligin sondan ikincisi İstanbul Üniversitesi maçı öncesi...

Şekip Mosturoğlu'na da söyleyeceğim iki çift laf var ama... Ne kulübüz YaRabbim? Kimsenin umrunda değil Fenerbahçe... Herkes Fenerbahçeyi kullanarak Türkiyeye cici görünme, kendini reklam etme derdinde... Adam gibi, erkek gibi bir tanecik, bir tanecik tavır... Ömrünüzde bir kere... (......) Bu kulüp -yemin ediyorum, hem vallahi, hem billahi- tarihinin en sahipsiz, en başıbozuk günlerini yaşıyor.

Burada rakip takım taraftarlarına hiçbir şey demiyorum. Onlar elbette eleştirecek, dışarıdan gördüklerini haklı olarak yazacak. Sonuçta doping testi pozitif çıkmış ve isteyebildikleri kadar ceza isteyecek... Onlara kimse kızmasın.

Fenerbahçeyi yönetenlere, Federasyonu yönetenlere ve Doping Merkezine inanmıyorum, güvenmiyorum; zorla değil ya... Ben Taurasi'ye inanıyorum ve o buralara çok fazla...

Ve birgün sonra, 04 Ocak'ta, henüz Diana'nın kontratı feshedilmeden yazdıklarım:

Yapılacak ilk iş Şubenin idari ekibini A'dan Z'ye, aşçısına kadar ayıklamaktır. Sonra Diana'ya sahip çıkmak ve "isterse beş yıl ceza alsın, ona güveniyoruz, kontrat yenilemek istiyoruz" şeklinde bir duruşla meydana çıkmaktır diyeceğim ama Allahın bahşettiği nefesi boşa harcamanın lüzumu yok. Bizim yönetim mi bunu yapacak? Daha dün NtvSpor'daki canlı yayında kaşla göz arasında Şekip Mosturoğlu sattı geçti Diana'yı... Bu adamlar mı oyuncuların sonuna kadar ardında duracak? Onların tek derdi, "bak adama, ne kadar olgun ve aklı başında" övgüleri almak... Onlar Fenerbahçe taraftarının değil, diğer takım taraftarlarının kalbine girme derdinde... Boşyere nefes tüketmeye değmez. Taurasi cezasını alır, bizimkiler daha saniyesinde kontratını fesheder, sezon bitimi Penny'de çeker gider... (Zaten Beşiktaş maçı öncesi restini çekti.) Hatta oyuncularını bu kadar ortaya atan yönetime güvenlerini yitiren diğer bazı yerli oyuncular da Galatasaray'la filan görüşmelere başlar... Belki parayı basıp onları tutarlar ama artık ne tadı kalır oyuncuların, ne tuzu... Bizimkiler "dopinge sıfır toleranslıyız ama aynısını rakiplerdende bekliyoruz" diye bir bildiri yayınlar resmi siteden... Gelecek adına övünme teminatı olarak dursun hesabı...

Şu satırları da yine aynı tarihte başka bir forumda yazdım:


"Aziz Yıldırım'a kalsa belki durur ama etrafına o kadar yanlış isimleri doldurmuş ki, ağzının içine baktığı insanlar ne Taurasi'yi umursar, ne Kadın Basketboluyla ilgisi vardır. Şekip Mosturoğlu transfer gerçekleşmeden evvel Taurasi'nin adını duymuş mudur mesela? Veya bizim şu sıkıntımızın kaçta kaçı kadar umursamıştır bu olanları ve bu şubeyi?.. Diyecekler ki; "başkanım, imajımız sportif başarının önünde gelir; kurumsal yapı gereği onunla ilişiğimizi kesmezsek çeşitli platformlarda saygınlığımıza gölge düşer" vesair... O da "Haklısın Şekip'çiğim, sen gerekli açıklamayı yap" der. Resmi siteden bir bildiri:

-Kulübümüz dopinge karşı sıfır tolerans konusunda üzerine düşeni yapmış, Diana Taurasi ile yollarını ayırmıştır. Aynı hassasiyeti rakiplerimizden de bekliyoruz."

Günün birinde aynı hassasiyeti aynı durumda hiçbir rakibimiz de göstermez ve ölen öldüğü, giden gittiği ile kalır."



Şekip bey, biz balık hafızalıyız ya... Şimdi "biz ona hep inandık" palavrası at! Nasılsa antu'daki elemanlar bu sonucu da sizlerin dahiyaneliğine(!) bağlarlar.


Ve ben yukarıdaki satırları yazdıktan iki gün sonra Diana'nın kontratı feshedildi. Şu satırları da 06 Ocak tarihinde yazdım:

Şaşırdım mı? Hayır... Bunlar böyledir. Diyorum ya; bunların tek derdi sağa sola yaranmak... Fenerbahçe bunlar için bir basamak... Sadece ve sadece küfretmek istiyorum ama bildiğim kadarıyla bu forumda küfür yasak olduğu için etmiyorum. Susuyorum. Birşeyi çok iyi biliyorum; bunların hepsini toplasan, Taurasi'nin numune kabı kadar temiz çıkmaz.

Oyuncusuna sahip çıkmayan, tarihin en korkak, en pısırık, resmi siteden bildiri yayınlamak dışında vizyonu olmayan, Fenerbahçe taraftarından çok başka taraftarların gönlüne girme ve "sempatik görünme" derdindeki bu yönetimi ayakta alkışlayın.

Ve o günlerde, bu forumda kullandığım imza:

Taurasi! Sen kal; pısırıklar gitsin!